Güncel ve Genel Bilgi Desteği

Piyasalar için kritik hafta

Yazar jawscod2

1 Fed, faiz indirimi için çarşamba toplanıyor. İndirim yapmayacağını düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor

2 ‘ABD resesyonda mı’ sorusu da çarşamba günü yanıt bulacak ve ilk çeyrek büyüme tahmini açıklanacak

3 ABD’nin işsizlik, otomobil satışları ve fabrika siparişleri gibi veriler de olumsuz havayı artıracak

4 Petrolün 120 dolar olduğu dönemde GM, Exxon, Chevron ve Visa bilançoları haftanın tek olumlu sinyali olacak

Uluslararası piyasalar, durgunluğun eşiğinde bulunan ABD’de Merkez Bankası Federal Reserve’ün (Fed) Açık Piyasa Komitesi’nin faiz kararını ve bu hafta boyunca açıklanacak verileri bekliyor. Açık Piyasa Komitesi çarşamba günü faiz indirimi yapıp yapmayacağını duyuracak. Fed, mortgage kriziyle durgunluk sinyalleri veren ekonomiyi desteklemek için son yedi toplantının sonucunda faizleri indirdiğini açıklamıştı. Ancak dünya genelinde artan enerji fiyatları, emtia ve gıda fiyatlarının enflasyonist etkisi nedeniyle, bu çarşamba yüzde 5.25’ten yüzde 2.25’e inen faiz oranında daha fazla indirime gidilmeyeceği yönündeki beklenti giderek yükseliyor. Öncelikle piyasalarda indirim yapılması halinde bunun yüzde 0.25’ten daha fazla olmayacağı ve faizin yüzde 2’ye çekileceği yönünde görüş birliği var. Ancak faiz indirimlerine yaz boyunca ara verileceği, enflasyonun seyri ve mortgage krizine karşı ABD Hükümeti’nin yürürlüğe koyduğu destek paketinin etkisinin ölçüleceği tahmin ediliyor. Zayıflayan ABD Doları’nın enerji ve gıda fiyatlarının artmasında kritik bir rol oynadığı, dolayısıyla enflasyonist baskıyı artırdığı yorumları, Fed’in faiz indirimini yapmaması için gösterilen gerekçeler arasında yer alıyor.

‘DOLARA SAHİP ÇIKSIN’
Dünyanın en büyük ve en önemli merkez bankasının faiz indirimi yoluyla uluslararası piyasalara sürekli likidite sağlamasının artık küresel enflasyon korkusunu artırdığına dikkat çeken uzmanlar, böyle bir dönemde Fed’in dolara da sahip çıktığını göstermesi gerektiğine dikkat çekiyorlar. ABD borsaları ise resesyonun etkisine ilişkin önemli verilerin açıklanacak olmasına rağmen haftaya yukarı yönde hareket beklentesiyle giriyor. Öncelikle hafta boyunca açıklanacak resmi verilerin daha öncede yapılan ‘krizde dip noktası görüldü’ tahminini haklı çıkaracağı yorumları yapılıyor. Ardından bu hafta ülkede enerji sektörünün devlerinin ilk çeyrek bilanço sonuçları açıklanacak. ExxonMobil ve Chevron’un yanı sıra İngiltere’de BP’nin sonuçlarının piyasalarda olumlu hava estireceğine kesin gözüyle bakılıyor. Exxon’un da net 11 milyar dolarlık gelir açıklayaması bekleniyor. Ayrıca Visa, General Motor ve Procter & Gamble’ın da sonuç açıklayacak olması analistler arasında olumlu hava yaratıyor.

BANKALARIN ZARARI 270 MİLYAR DOLARA DAYANDI

2007 yılının ikinci yarısından itibaren uluslararası piyasaları etkisi altına alan finans krizinin bankalara olan toplam zararı 270 milyar doları aştı. İlk çeyrek bilançolarını açıklayan bankalar arasında geçen hafta da UBS, Credit Suisse, Bank of America ve Citigroup da katılınca mortgage krizi olarak başlayan kredi krizine dönüşen dalgalanmada en azından ilk çeyrek itibariyle zararın net fotoğrafı ortaya çıktı. Uluslararası bankalar ilk çeyrekte de zarar yazmaya devam etti. ABD’li Citigroup ilk çeyrekte 5.1 milyar dolar zarar ederken, varlıklarının değerini de 13 milyar dolar düşürdü. Kredi krizinden en çok etkilenen banka 42 milyar dolarlık zararı ile Citigroup oldu. İsviçreli Credit Suisse de geçtiğimiz hafta 5.3 milyar dolar zarar yazdı. Bank of America il çeyrekte net karının yüzde 77 gerilediğini açıklarken, İngiltere’nin ikinci büyük bankası Royal Bank Of Scotland ise zararlarını kapatabilmek için 24 milyar dolarlık hisse satışı yapacağını açıkladı. Bu rakam Türk bankacılık sektörü toplam sermayesinin neredeyse iki katı büyüklüğünde rekor sermaye artırımı olarak tarihe geçti. Geçen haftanın en önemli gelişmelerinden biri de İngiltere Merkez Bankası’nın bankalara önerdiği 100 milyar dolarlık takas planı oldu. İngiltere Merkez Bankası, 100 milyar dolarlık planla, bankaların riskli mortgage tahvillerini devlet tahviliyle değiştirerek, bankalararası piyasadaki tıkanmayı açmayı ve likidite sağlamayı hedefledi.

Bu yazı toplamda 1197, bugün ise 4 kez görüntülenmiş