cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


Sisli havada telefon yağan cezaevi

Yazar Swan

Her türlü güncel ve genel bilgi rafist.com

Silivri’ye taşınmadan kapılarının basına açan Türkiye’nin en ünlü cezaevinde yaşanan ilginç olaylar ilk kez gün yüzüne çıktı.

Bayrampaşa Cezaevi 3 ay sonra kapılarına kilit vuracak ve yaklaşık 5.500 mahkum Silivri’de inşası süren L tipi cezaevine sevk edilecek. Koğuşlarında volta atan mafya babaları ve çıkan isyanlarla anılan, Türkiye’nin en ünlü cezaevi unvanını elinde bulunduran Bayrampaşa Cezaevi, tarih sayfasındaki yerini almadan önce kapılarını sadece AKŞAM Pazar’a açtıKoğuşlarında Alaattin Çakıcı, Dündar Kılıç, Engin Civan, Sedat Peker gibi isimlerin yattığı Bayrampaşa Cezaevi kapatılıyor. 1963 yılında hizmete giren cezaevi, ‘ünlü’ mahkumların yattığı cezaevi olarak biliniyor. Sıradan bir cezaevi olmamasının sebebi ise, zamanın ‘baba’sı Dündar Kılıç’ın arkadaşlarıyla beraber koğuş mahkemesi kurup gardiyanları yargılamasından; Sedat Peker’in koğuşunu ev gibi döşetip koşu bandında spor yapmasına kadar çeşitli örneklerle sıralanabilir. Yazar Çetin Altan’ın da bir dönem kaldığı Bayrampaşa Cezaevi’nde bugün mahkum sayısı 5.500’e ulaşıyor. Bayrampaşa, en son 6 Aralık günü müşahade koğuşunda kalan bir mahkumun yatağını tutuşturarak çıkardığı yangınla haber oldu. 30 kişilik koğuşlarda 200 kişinin kaldığı ve kapasitenin çok üzerinde mahkumun bulunduğu cezaevi Silivri’de yapımı devam eden L tipi kapalı cezaevine taşınacak. Taşınacağı için tamirat ve tadilat yapılmayan Bayrampaşa Cezaevi ile ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Metin Şentürk şunları söylüyor; “Bina zaten eski, sıva da tutmuyor. Silivri’de yeni bina yapıldığından buraya uzun zamandır el atılmadı.” Binaların 1999 depremlerinden etkilendiğini de belirten Savcı Şentürk, fiziki şartların çok yıprandığını da belirtiyor.

SİSLİ HAVADA TELEFON YAĞIYOR

7 yıldır Bayrampaşa Cezaevi’nde görev yapan Savcı Şentürk içeri girerken telefonunu girişteki emniyet bölümüne bırakıyor, “yapılan aramalarda cep telefonu buluyor musunuz” sorusunu ise, “İnsanın olduğu yerde her şey mümkün. Sisli havalarda çevredeki binalardan cezaevine yağmur gibi cep telefonu yağıyor. Bunu önlemek için koğuşların üstüne tel çektik. Devamlı arama yapıyoruz. Biz yakalamak, mahkumlar yakalatmamak için mücadele ediyor. Sonuçta iyi olan kazanıyor! Cezaevinde yasadışı hiçbir şey yoktur diyemem. Buzdolapların demir raflarını söküp şiş yapmaya çalışıyorlar, biz de yaptırmamaya uğraşıyoruz” şeklinde yanıtlıyor.

“SANA BİR TANE ÇAKSAM”

Mahkumların hiçbir zaman işledikleri suçların cezaevinde sorgulanmadığını, cezaevine gelen tüm mahkumlara burada devletin kurallarına uymaları gerektiğini söylediğini belirten Savcı Şentürk, “Buradaki mahkum arkadaşlarla hiçbir sorunumuz yok. Sosyal faaliyetler oldukça etkin durumda. Senaryolarını kendilerinin yazdığı sinema filminin çekimleri tamamlandı, film yakında vizyona girecek. Fakat mevcudumuz çok fazla. Üç ranza üst üste duruyor yine de yetmiyor, yere yatak serdiğimiz oluyor” diyor. Anadolu’dan gelen ve Bakırköy Ruh Hastalıkları Hastanesi’nde muayeneleri yapılacak mahkumların kaldığı yaklaşık 100 kişilik koğuşa girip teftiş yaptığını söyleyen Savcı Şentürk ilginç bir anısını da anlattı. Geçtiğimiz haftalarda mahkumlar arasında ‘deliler koğuşu’ olarak bilinen koğuşu yalnız başına ziyaret ettiğini söyleyen Savcı Şentürk, “Koğuşta bir tuhaflık vardı. 7-8 mahkum body-guard gibi etrafımı çevirip bana yaklaşmak isteyen birinden beni korumaya çalıştılar. Derken o mahkum bir fırsatını bulup diğerlerinin önüne geçti ve ‘Şimdi sana bir tane çaksam ne olur?’ diye sordu. Ben de ‘neden bunu yapmak istiyorsun’ deyince, ‘Canım çok istedi savcım’ diye yanıt verdi.”

C Blok 29. koğuşta 60 kişi kalıyor. Hiç kimse cezaevi yönetiminden yana şikayetçi değil. “Bize iyi bakıyorlar, imkanlardan yararlanabiliyoruz” diyorlar. En büyük sıkıntıları, adaletin yavaş işlemesi. Mahkeme tarihlerinin en az 6 ayda gelmesi nedeniyle ceza alıp almayacaklarını bilmek için duruşma tarihine kadar gün sayıyorlar. Cezaevi nüfusu normalin 5 katı olduğu için kendilerini mahkemeye götürecek asker bulunamadığından mahkemeye çıkamadığını, 2 yıldır tutuklu kaldığını söyleyen de var. Suçunun Gaziantep’ten gelirken telefonla konuştuğu bir tanıdığına “acur” getireceğini söylediği için uyuşturucu suçuyla tutuklandığını söyleyen de…

‘Bayrampaşa: Ben Fazla Kalamayacağım’ filminin senaristi ve başrol oyuncularından Vural Ceylan, cezaevinde sergiledikleri ‘Batakhane Güzeli’ isimli oyunu izleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kendisine Şehir Tiyatroları’nda oyunculuk sözü verdiğini söylüyor. Dillerinden af kelimesini düşürmeyen mahkumlar, hükümetin genel af çıkarmasını istediklerini de sık sık yineliyorlar.

Akşam-Pazar

Bu yazı toplamda 6556, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share
Ev ve İş Telefonu Başvurusu Yapmak İçin; Buraya tıklayınız...

CommentYorum