cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


“Burada Hz. Peygamber’in kokusu var”

Yazar Kursat

Her türlü güncel ve genel bilgi rafist.com

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bütün semavi dinler ve inançların, özünde doğruluğu, adaleti, merhameti ön gördüğünü belirterek, “İnançlarına güvenenler, inanç hürriyetinden korkmazlar, düşüncelerine güvenenler düşünce hürriyetinden korkmazlar” dedi.Yenilenen Topkapı Sarayı Müzesi Kutsal Emanetler bölümünün açılışı, Başbakan Erdoğan tafından yapıldı. Açılış töreni, Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın gelmesinin ardından Mehteran Takımı’nın mini konseriyle başladı.Törende Başbakan’ın yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, işadamı Vehbi Koç’un kızı Semahat Arsel da katıldı. Mini konserin ardından katılımcılar bir dakikalık saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı okundu. Tören öncesinde Emine Erdoğan, Bakan Günay’dan Kutsal Emanetler bölümü hakkında bilgiler aldı.Öncelikle kürsüye çıkan Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı, Has Oda Hırka-i Saadet Salonu ve kutsal emanetler hakkında bilgiler vererek, yapılacak ziyaretlerde belirlenen kurallara uyulması konusunda büyük titizlik gösterileceğini söyledi.

Bakan Günay ise, İstanbul’un sadece Türkiye’nin değil, dünyanın önemli merkezlerinden birisi olduğunu belirterek, “İstanbul dünyanın bize emanetlerinden birisidir. Kutsal emanetler bölümünü yeni bir düzenlemeyle, insanımızın, memleketimizin ve dünyanın beğenisine sunmaya çalışıyoruz. Gayretlerimiz sürüp gidecektir. İstanbul’u, hak ettiği değere sahip hale getireceğiz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kutsal Emanetler bölümünün layık olduğu güzellikle ve nezakette düzenlenmesi için yürütülen çalışmaların tamamlanmasının mutluluk verici olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bu mekanda sergilenmekte olan mukaddes emanetler, İstanbulumuzun ve Türkiyemizin taşımaktan şereflerin en büyüğünü hissettiği manevi bir hazinedir. Malli olarak bir değer biçilebilir ama 3 büyük semavi dinin bize bıraktığı bu manevi hazineye paha biçilemez. Yapılan çalışmaların bu kadim mirası layıkıyla koruyacak ve değerlendirecek dolayısıyla gönüllerimizi de ferahlatacak bir seviyede olması bizim için çok özel bir mutluluk vesilesidir. Herkes, bu şerefli hizmetin karşılığını bulacaktır” dedi.

Ülkeleri maddi bir temelde kalkındırmanın çeşitli yolları bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, bunun için imkanları iyi değerlendirmek, hesabı iyi yapmak, dürüst olarak çalışmak ve atılacak adımları doğru planlamanın çoğu zaman yeterli olduğunu söyledi. Erdoğan, “Daha çok üretim daha çok kazanır, bu kazancı insanlara adaletle yansıtırsanız, zengin bir ülke ortaya çıkarabilirsiniz. Bugün milli geliriyle insanlarına sağladığı hayat standartıyla dünya üstünde pek çok ülke bu zenginliği yaşıyor, ancak o ülkelerin aslında hiç biri bizim kadar zengin değildir. Hiçbirinin servetleri şu mekanın çatısı altında bulunan hazine kadar paha biçilmez değildir. Bu mekanın içinde insanın ezeli hakikat arayışının nişaneleri var, insanlık tarihi var, medeniyetler tarihi var, insanı insan kılan mukaddes davanın sembolü var. Bu ülkenin bir evladı olarak gönlünü İstanbul’a vermiş bir İstanbul sevdalısı olarak bu onurdan kendi payıma düşeni daima hissettim, yaşadım, yaşıyorum” diye konuştu.

Kutsal Emanetler bölümündeki eserlerin, merhamet ve şerefle insanlığa hizmet yolunun nişan taşları olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Peygamber efendimizin ve diğer pek çok peygamberlerin kutsal emanetleri, sadece bugün değil gelecek nesiller boyunca da aydınlığını inanan gönüllere ulaştıracaktır. Yüzyıllar boyu mukaddes belgelere gönderilen hediyelerle birlikte ecdadımızın sanata, sanatkara ve medeniyete verdiği önem burada sergilenmektedir. Ne kadar saadet duysak azdır. Yolumuza ışık tutan Hz. Peygamberimizin kokusu ve bereketi buradadır. Kabenin kapısı buradadır. Kabenin kilitleri buradadır. Bu tarihi ölü bir tarih olarak görmek ve göstermek büyük bir yanlıştır. Burası sadece bir müze değil, dip dibe yaşayan bir medeniyetin evidir. Bu tarih bugün de yarın da kıyamete kadar dip diri yaşayacaktır. Milletçe özenle koruduğumuz bu sembolik miras, değişmez hakikate bağlılığımızın sembolleridir. İstanbul bu mirasa sadakatinin ödülü olarak yüzyıllarca medeniyetimizin başkenti oldu. Bu başkentte sadece Müslümanlar değil, bütün inançlar emniyet ve güven içinde yaşadı. Kutsal emanetlere ev sahipliği yapmak, ancak İstanbul gibi muhteşem bir kültür sahibine nasip olabilir.”

Erdoğan, insanlığın ne yazık ki, maddi mananın önünü almış, hayatın gerçek gayesini ve anlamını unuttuğunu söyledi. Bunun yanlış bir düşünce olduğunun altını çizen Erdoğan, “Oysa asıl olan ebedi olandır, sonsuz olandır. Değer ve mana boyutu yüksek olandır. Bugünkü sanatkarlarımız ve gençlerimiz çok iyi bilmelidir ki, bu mekanda sergilenen şaheserler, bizim devlet, medeniyet, sanat ve insanlık tasavvurumuzu anlatır. Güzellik ve estetiğe, sanata ve sanatkara bu topraklarda, bu ülkede verilen önem, aslında hiç bir millete nasip olmamıştır. Biz bu topraklarda bütün bu güzellikleri, bu ruh inceliklerini hep birlikte meydana getirdik. Şu günlerde Hz. Davut’tan, Hz.Musa’dan, Hz.İbrahim’den, Hz. Muhammet Efendimiz’nden gelen mukaddesatın burada bir arada sergilenmesi büyük mutluluktur. Biz redd-i miras etmeyen bir medeniyetin çocuklarıyız. İnşallah milletçe bu asil duruşa, bu değişmez kimliğe sonsuza kadar sadakat ve inançla sahip çıkacağız. Manevi değerlerden uzaklaşan, inançları doğru biçimde öğrenmeyen, kendisi gibi olmayanı ötekileştiren anlalayışa sevgiyi, dostluğu, merhameti, paylaşmayı ve dayanışmayı yeterince yaşatmayı başaramamıştır” dedi.

Başbakan Erdoğan, dünyayı esenliğe, insanlığı barışa, toplumları kaynaşmaya götürecek yolun, gönülleri fethetmekten geçtiğini söyledi.

Bütün semavi dinler ve inançların, özünde doğruluğu, adaleti, merhameti ön gördüğünün altını çizen Erdoğan, “Farklı inanç ve kültürleri birbirinin düşmanı haline getirmeye çalışan da bu ilgisizlik, bu uzaklıktır. İnsanlık tarihi boyunca hüküm sürmüş, büyük eserlerde izler bırakmış medeniyetlerin ortak özelliği, kendilerine ait manevi değerlere bağlılıklarıdır. İnançlarına güvenenler, inanç hürriyetinden korkmazlar. Düşüncelerine güvenenler düşünce hürriyetinden korkmazlar. Tarihteki bütün çöküntülerin, çürümelerin önce insanların maneviyatlarında, yüreklerinde başladıklarını da müşaahe edebilirsiniz. Tarihi tecrübeden uzak kalmak, yozlaşmanın ve geri kalmanın ilk adımıdır. Bizim insanımız her zaman manevi değerlerine bağlı kalmıştır, bu değerlerden güç almıştır. Bugün aydınlık ufuklara doğru ilerlerken, gönül dünyamızdaki bu zenginliklerden büyük güç ve ilham alıyoruz. Tarihe, kültüre ve sanata yapılan yatırım, aslında geleceğe yapılan yatırımdır. Bizim iktidarımızın en önemli görevi ve hedefi budur” diye konuştu.

Son 5 yılda sayısız eserin restore edildiğine de dikkat çeken Erdoğan, “Fatih Camii kayıyor. Cami deprem fay hattının üzerinde. Bu kayışı durdurmamız lazım. Bu kaymayı durduracak şekilde ihaleler yapıldı. Şimdi burada çalışmalar başlayacak. Diğer camilerimiz için de çalışmalarımız süratle devam ediyor. Ekonomimiz güç kaybeder, çalışır yeniden güç kazanırız. Paramız değer kaybeder, onu da yeniden kazanırız. Ama tarihi mirasınızı kaybederseniz, Allah korusun ülkenizin, ana yurdunuzun tapusunu kaybetmiş olursunuz. Esas felaket o olur. Bir milletin geçmişi, ayağını bastığı zemin gibidir. O zemini kaybederseniz ayakta kalamazsınız. Bütün gayretimiz geçmişimize, medeniyetimizin sembollerine sahip çıkarak geleceğimizi kazanabilmek içindir. Biz kalkınmadan sadece ekonomik büyümeyi, milli gelirin artmasını, daha fazla ihracat yapmayı anlamıyoruz. Bununla birlikte manevi, kültürel ve sanatsal kalkınmayı da sağlayamazsanız, kazandıklarınızı yeniden kaybetmeniz uzun sürmez. Tarih bu tür trajedilerle doludur. İnşallah Türkiye’nin kalkınması böyle çok yönlü, bereketli ve aydınlık istikamette sürmeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.

Bu yazı toplamda 1307, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share
Ev ve İş Telefonu Başvurusu Yapmak İçin; Buraya tıklayınız...

CommentYorum