cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


Güzellik yarışmasında skandal

Yazar admin

Her türlü güncel ve genel bilgi rafist.com

Birleşmiş Milletler UNESCO 2007’yi ‘Mevlânâ Yılı’ ilan ederken ‘sema ayini’ni de “İnsanlığın Somut Olmayan Baş Eserleri Listesi”ne aldı.

Bunun üzerine Türkiye, Mevlevilik hakkında bilgisi olmayan kişilerce yapılan ‘gösteri’lerin denetim altına alınacağını taahhüt etti. Ancak buna uyan yok. Otel, eğlence mekânları, açılışlar derken önceki akşam Star TV’de yayınlanan ‘Best Model of Turkey’ yarışmasında, büyük bir skandala imza atıldı. Semazenlere mankenlerle aynı sahnede sema yaptırıldı. Yarışma sorumlusu podyumda ‘sema’nın ‘2007 Mevlânâ Yılı’ dolayısıyla yapıldığını savunurken, uzmanlar ise tepki gösteriyor. Mevlânâ’nın 22. kuşaktan torunu Esin Çelebi, zikrin belirli örf ve âdetlere bağlı olarak uygun mekânlarda yapılması gerektiğini belirterek, “Durum çok vahim. Mevlânâ, bu olanlara ne derdi?” diye konuştu. Mevlânâ Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yard. Doç. Dr. Nuri Şimşekler, Kültür Bakanlığı’ndan ‘sema’nın her yerde yapılmaması için tedbir almasını istedi. Sakarya Üniversitesi’nden Yard. Doç. Sezai Küçük ise ‘Mevlânâyı suiistimalde son nokta’ olarak değerlendirirken yarışmayı düzenleyenlere seslendi: “Yapılan, Mevlânâ’nın ruhuna saygısızlık. Kendinize uğraşacak başka ritüeller bulun.”

UNESCO’nun 2007’yi ‘Mevlânâ Yılı’ ilan etmesiyle birlikte dünyanın değişik şehirlerinde yapılan sema gösterileri yabancıların büyük ilgisini çekti. Mevlânâ ve sema Türkiye’nin tanıtımı adına büyük bir avantaj olarak görüldü. Ancak, önceki akşam Star TV’de yayınlanan Best Model Of Turkey mankenlik yarışması sırasında semazenlerin mankenlerle birlikte podyuma çıkarılarak ‘sema’ yaptırılması tepkiyle karşılandı. “Sema, ortaya çıkış gayesinin dışında icra edilmemeli.” uyarısında bulunan Sakarya Üniversitesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Yard. Doç. Sezai Küçük yaşananları, Mevlânâ’nın ruhuna saygısızlık olarak niteledi.

Mevlânâ’nın 22 kuşaktan torunu Esin Çelebi de “Kendi mirasımıza önce biz sahip çıkmazsak yabancılar bizi anlamaz.” diyerek mankenlerle birlikte yapılan ‘sema’ya tepki gösterdi. Çelebi, zikrin belirli örf ve âdetlere bağlı olarak uygun mekânlarda yapılması gerektiğini belirterek, “Durum çok vahim. Mevlânâ, bu olanlara ne derdi?” sorusuna cevap verilmesini istedi.

Mevlânâ Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yard. Doç. Dr. Nuri Şimşekler de Mevlânâ’nın vefatından sonra ortaya çıkan Mevlevilik’te dergâhların içinde özel yerlerde gerçekleşen semanın, çıkar kaygılarıyla farklı yerlerde yapılmasının Mevlânâ’yı yıprattığını ifade etti. Semazenbaşı Abdurrahman Tevruz ise ‘her yerde sema olur mu?’ tartışmasına sufi olmayan folklor semazenlerinin sebep olduğunu dile getirdi.

Burak Kılıç-ZAMAN

Bu yazı toplamda 1784, bugün ise 2 kez görüntülenmiş

Share
Ev ve İş Telefonu Başvurusu Yapmak İçin; Buraya tıklayınız...

CommentYorum