cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


CHP’NİN ŞARK TÜCCARLIĞI

Yazar İsmail ÖZ

Her türlü güncel ve genel bilgi rafist.com

Toplumumuza yerleşmiş olan bir tüccarlık anlayışı vardır, günü kurtarma uyanıklığı üzerine kurgulu bu ticaret anlayışına ‘Şark Tüccarlığı’ denir. Bugünlerde benim kafamda ve öyle zannediyorum ki toplumun önemli sayılacak kesiminin kafasında da aynı düşünceleri uyandıran gelişmeler yaşıyoruz. Hiç inandırıcı gelmeyen bu tüccarlığın, fakirlik edebiyatı üzerinden olması da elbette bir tesadüfle izah edilemez. Hiç kimse beni veya benim ülkemin insanlarını, bir milletvekilinin yırtık ayakkabısına veya parası olmadığı için Kâğıthane bölgesinden ev arıyoruz uyanıklığına inandıramaz. Bir zamanlar bu ülkede bazı siyasiler hep mavi gömlek giyerek, sanki başka gömlekleri yokmuş havası da uyandırmışlardır. Fakat mavi, onların renk tercihiydi ve evlerinde onlarca mavi gömlekleri vardı. Bana göre halkın duygularının bu kadar ucuza kurban edilmemesi gerekir. Ve bunun anlamı şudur ben oy falan istemiyorum bana bağışta bulunun da bir ayakkabı alayım. Ben böyle düşünüyorum. Açıkçası ben, benden ayakkabı acizliğiyle oy dilenen biri için farklısını düşünemem düşünmekte istemem. Ayrıca ahmak yerine konulmaya çalışıldığım içinde tepkimi böle bir yazı yazarak ortaya koyarım. 

CHP de yaşanan politika değişikliğinin mimarı da bana göre şark tüccarı siyasetinin mimarıyla aynı yani CHP nin İstanbul il başkanıdır. Bugün yaşananlar hiçbirimizin gözünden kaçmayacak kadar inandırıcılıktan uzaktır. Bana göre birilerine atfedilmeye çalışılan din istismarcılığından hiçbir farkı olmayan duygu istismarcılığıdır. Yapılacak çalışmalar proje tabanlı olması gerekirken, ellerlinde somut projeleri olmayanlar belden aşağı vurma anlayışı ile kaçamak mücadeleyi benimsemişlerdir.

 

Ülkemizde yaşanan politik manevralarda her zaman tavrını elitlerinden yana kullanmış olan CHP bugün birdenbire fakir edebiyatının içine girmiştir. Bana göre bugün CHP anlayışını Deniz BAYKAL ın önünde etkileyen Gürsel TEKİN anlayışıdır. Kılıçtaroğlunun seçim çalışmalarına Tuzla’dan başlaması onun da bu yeni anlayışın devamcısı olacağı anlamına gelmektedir.

 

Başörtülü kadınlara takılan rozetle bir anlayışın yok olduğunu iddia edenler bu toplumu tanımayanlardır ya da insan psikolojisinden bihaber olanlardır. Ben bu düşüncenin çürütmesine bir geçekle açıklama getireyim. AKP, yaptığı açıklamalara ve birçok reforma rağmen CHP anlayışında samimi algılanmış mıdır? Hala, ‘bunlar Milli görüşün uzantısı, kafalarının arkasında mutlaka bu ülkeyi radikal yapılanmalara götürmek için zemin kolluyorlar.’ gibi düşüncelerle yaklaşan bir anlayış ortada iken; nasıl olurda CHP dindarlara dönük açılımlarında bir anda samimi bulunur. Halkın kafasında pür düşünceli olarak addedilir. Birilerinin kendisini buna inandırmasını düşünmek çok akıl karı olmasa gerek. Bu inancın yerleşe bilmesi için CHP nin bunu ispatlayacak çook icraat gerçekleştirmesi gerekir. Ayrıca bir adayın peşinden giden menfaat kaygılı birkaç çarşaflının da bir anda pür CHP li olduğuna inanmak aynı zayıflığın göstergesi olur. Yapamadığımızı beklemek kendimizi kandırmaktan ibarettir.

 

İnsanlar korku saçanları dinlerler, fakat ümit saçanların arkasından giderler. Benim kanaatim uzun yıllar çerçevesinde şöyle gelişti, bu toplumu iki güruh hiçbir zaman tanımlayamadı yada tanımladı fakat düşüncelere yön vermek adına gerçeği manipüle etti; biri rezidanslarında Türkiye’ye bakan gazeteciler diğeri de Deniz BAYKAL. Görüyorum ki yine anlayamamışlar. Ben bir vatandaş olarak algılamama dair yorumlar yapmaya çalışıyorum. Yorumlarımı taraflı bulanlar olabilir. Fakat şunu da ifade etmem gerekir; benim düşüncelerimin herkesle birebir ve örten durumda olması beklenemez. Eleştirdiğim siyaset anlayışının saldırgan ve ürkütücü olduğunu da düşünüyorum. Konuşmaların ve ses tonlarının hiddet uyandırıcılığı da gözlerden kaçmamaktadır. Demokrasilerde tahammül vardır.

 

Sonuç olarak, ben artık ülkemiz insanının değerlendirme kriterlerinin çok somut göstergelere dayandığı kanaatindeyim. Duygu sömürücülüğünün bendeki anlamı insanımızı hak ettiği değerden daha azına layık görmektir; fikirleriyle değil duygularıyla hareket eden cahiller konumuna sürüklemektir. Yönetmeğe talip olanların acizliğe değil iradeli ve güçlü görünmeye ihtiyacı vardır. İnandırıcı olmak samimi olmayı gerektirir. Her düşünceme rağmen dilerim samimi olurlar.  

 

 

                                                                                                                              

                                                                                                                                  Sosyolog İsmail ÖZ                 

Bu yazı toplamda 1669, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share
Ev ve İş Telefonu Başvurusu Yapmak İçin; Buraya tıklayınız...

CommentYorum