cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


Osmanlıda Felaket Seneleri

Yazar jawscod2

Her türlü güncel ve genel bilgi rafist.com

1683-1699 büyük savaşına Felaket Seneleri denir. Bu yıllarda Türkiye, tek başına kudretli bir koalisyonla savaşmıştır. Almanya İmparatorluğu, Rusya imparatorluğu, Polonya krallığı ve Venedik Cumhuriyeti, bu koalisyonun büyük devletleridir. Bunlara, Türkiye’nin hemen daimî denecek şekilde harp halinde bulunduğu İspanya krallığı ile bir sürü orta ve küçük boyda devlet de eklenebilir.
En büyük cephe Alman-Türk harbinini cereyan ettiği Macaristan idi. 1684 kuşatmasını savuşturan Budin, 18 Haziran 1686’da Müttefiklerce yeniden kuşatıldı ve çok şiddetli bir savunmadan sonra 2 Eylülde düştü. Şehirdeki (Budapeşte) bütün Türkler kılıçtan geçirildi. Bir kısmı Tuna yoluyla kaçabildi. Budin Beylerbeyisi Vezir Abdurrahman Abdi Paşa, şehitler arasında idi. Şehirdeki 81 cami ve bu adede uygun binlerce Türk bayındırlık eseri temellerine kadar tahrip edildi.

161 yıl önce Kanûnî’nin Macaristan’ı kazandığı Mohaç sahrasında geçen meydan muharebesinde (12 Ağustos 1687) Türk ordusu bozuldu. Macaristan’ın büyük kısmı Almanlarca işgal edildi. Diğer cephelerde de durum iyi değildi. Venedikliler, Atina’yı (25 Eylül 1687) ve Mora’yı aldılar. Yalnız Polonya ordusu Kamaniçe’de bozuldu (3 Eylül 1687). IV. Mehmed tahttan indirildi. 46 yaşında idi ve 39 yıldan fazla bir zamandan beri tahtta bulunuyordu. Yerine sırasıyla kardeşleri III. Süleyman (1687-1691) ve II. Ahmed (1691-1696) geçti.

Almanya cephesinden kötü haberler gelmekte ve İstanbul’u alt üst etmekte devam etti. Eğri (14 Aralık 1687), İstolni-Belgrad (6 Eylül 1688) düştü. 1688’de bugünkü Macaristan’ın hemen hemen tamamı kaybedilmiş bulunuyordu. Bozgun devam etti. Belgrad (8 Eylül 1688), Banyaluka (4 Eylül), Zvornik (4 Ekim) birbiri ardı sıra Almanların eline geçti. III. Süleyman sefer-i hümayuna çıkmaya karar verdi. Edirne’den Sofya’ya geldi (6 Haziran-25 Haziran 1689). Fakat ileri gitmedi. Batucina ve Niş’te Türk orduları Almanlarca bozuldu (30 Ağustos ve 24 Eylül 1689). Çare olarak Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa, sadarete getirildi (25 Ekim 1689). Köprülü Mehmed Paşa’nın ortanca oğlu ve Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa’nın kardeşi idi. Sert tedbirler aldı, sefere çıktı (13 Temmuz 1690) ve Belgrad’ı geri aldı. Bu sırada Almanlar Erdel’i de işgal ettiler (4 Aralık 1691). Köprülüzade Almanlar üzerine ikinci seferine hareket etti (14 Haziran 1691). Fakat Salankamen’de şehit olması üzerine Ordu-yı Hümayun bozuldu (19 Ağustos).

Venedikliler Girit’e asker çıkarmak istediler. Fakat defedildiler (28 Ağustos 1692). Ama Sakız adasını işgal edebildiler (21 Eylül 1694). Bu günlerde IV. Mehmed’in büyük oğlu II. Mustafa amcasının ölümü üzerine tahta çıktı (6 Şubat 1695). Vesir Mezomorta Hüseyin Paşa Venedik donanmasını Sakız Boğazı ve Koyun Adaları açık deniz muharebelerinde ard arda iki defa bozdu (9 ve 18 Şubat 1695) ve Sakız’ı geri aldı (22 Şubat). Yera’da Venedik donanmasını bir defa daha bozdu (19 Eylül).
II. Mustafa ilk seferine çıktı. Transilvanya’da Lugoş meydan muharebesinde Alman ordusunu yendi (22 Eylül 1695). Çar Büyük Petro ise Azak (Rostov Hanlıkları) önünde bozuldu (13 Ekim 1695). Fakat ikinci teşebbüsünde Azak’ı aldı (6 Ağustos 1696). II. Mustafa, Almanlar üzerine ikinci sefer-i hümayuna çıkıp Olaş’ta Alman ordusunu bozdu (27 Ağustos 1696). Ertesi yıl üçüncü seferini yaptı. Ancak Senta’da (11 Eylül 1697) Tuna köprüsünün çökmesi üzerine iki yakada kalan Türk ordusu bozuldu. Bu suretle Macaristan’ı geri almak için açılan sonuncu sefer netice vermedi. II. Mustafa bir yıl içinde çok büyük hazırlıklar yapıp Macaristan’ı almak istiyordu. Fakat herkes harpten bıkmıştı. Dehşetli bir sulh isteği vardı. Padişah boyun eğdi.
Sulh müzakereleri uzun sürdü, çetin geçti. Türk baş murahhası Reisülküttab Mehmed Rami Efendi tarafından büyük dirayetle idare edildi. Bu suretle Karlofça Barış Anlaşması imzalandı (26 Ocak 1699). Osmanlı devletinin toprak verdiği ilk anlaşmadır. Bu suretle 16 yıl devam eden ve Osmanlı tarihinde Felaket Seneleri diye anılan büyük savaş bitti. Türk kaybı çok mühimdi: Almanya’ya 249.000, Venedik’e 42.000, Polonya’ya 45.000, Rusya’ya 20.000, toplam 356.000 km2 toprak veriliyordu ki, en mühimleri Macaristan, Hırvatistan, Slovenya, Slovakya, Transilvanya (Almanya’ya), Mora (Venedik’e), Podolya, Türk Galiçyası (Venedik’e), Azak (Rostov) çevresi (Rusya’ya) idi.

II. Mustafa Edirne Vakası (22 Ağustos 1703) denen uğursuz bir ihtilalle tahttan indirildi ve bir kaç ay sonra kederinden öldü. Yerine kardeşi III. Ahmed (1703-1730) padişah oldu. 40 yıla yakın bir zamandan beri padişahların daa çok Edirne’de oturmak adetlerine de son verildi. II. Mustafa, şehzadeliğinde seferlerde bulunarak yetişmiş son harp adamı padişahtır ve ondan sonra padişahların bizzat orduya kumanda etmeleri, sefere çıkmaları adeti kalkmıştır.

XVIII. asrın eşğinde Türkiye devleti, Viyana Bozgunu ile patlak veren büyük ve derin zaaflarını ortaya koymuş durumdadır. Eski gücünden çok şey kaybetmiştir. Ancak temelleri o derece sağlam atılmıştır ki, gerilemesi ve çökmesi için daha asırlar gerekecektir. İkinci cihan harbinden sonra İngiliz ve Fransız imparatorluklarının bir kaç yıl içinde ve Türkiye’nin karşılaştığı dış baskı ve tecavüzler olmaksızın nasıl yıkılıverdiği hatırlanırsa, Osmanlı devletinin yaşama gücü anlaşılır. Osmanlı gücünün, dünyanın geri kalan güçlerinin üzerinde veya onlara eşit olduğu XVI. asır çok geridedir.

Fakat hala devlet, kendisinden sonra gelen en kudretli iki devletin toplam gücü üzerindedir. Ancak Avrupa, müspet bilgi ve tenkidî görüş, teşebbüslerindeki azim ve devamlılık, çalışkanlık ve ileriyi görüş, hırs ve istekle, çoktan Doğu’yu ve Doğu’nun en büyük ve ileri temsilcisi Türkiye’yi geçmişti veya geçmek üzereydi. XVIII. asır içinde hemen bütün müesseseleriyle Avrupa’nın Türklere üstünlüğü açığa çıkacaktır.

Bu yazı toplamda 2521, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share
Ev ve İş Telefonu Başvurusu Yapmak İçin; Buraya tıklayınız...

CommentYorum