cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


American Mcgee’s Alice

Yazar jawscod2

Her türlü güncel ve genel bilgi rafist.com

Aslında mevzuya gayet entelektüel bir giriş yapmak da mümkün, kıraathane bilimselliği tadında bir şeyler yumurtlamak da… Örneğin Lewis Carrol’un “küçük su periciklerine bayılan kuçu kuçu bakışlı bir beyefendi” (yani bir sübyancı) olduğunu ve Alice Harikalar Diyarında hikayesini de 13 yaşındaki kuzenini “etkilemek” için yazdığını biliyor muydunuz? Yaa, öyle… Bu sanatçı takımının alayı manyak zaten bilader! Zaten sanatçı dediğin her hafta üç Televole’ye de çıkacak, sanat için baldır bacak soyunacak ki biz onun sanatını görelim. Diğer türlü anlaşılmıyo.

Şimdi heralde hepimiz çocukluğumuzda Alice’in hikayesini okumuşuzdur. Sizi bilmem ama beni çok korkutmuştu, hatta bazen kabuslarıma bile girdiğini hatırlıyorum, iskambil kartları üzerime saldırıyordu filan. Gördüğüm yoğun tedavi sonucu, bu tip sanrılardan kurtuldum. Yani doktorum öyle diyor. Bu kolları arkadan bağlanan elbiseyi güvenlik amacıyla giydiriyorlarmış, yoksa iyileştim yani.

Demek tek kabus gören ben değilmişim ki, birileri bu oyunu yapmış. Hikaye, Alice “Harikalar Diyarındaki” maceralarını tamamlayıp mutlu mesut yatağında uyurken başlıyor. Alice ve ailesi pirelere uçuş dersi verirken evde bir yangın çıkar ve sadece Alice kurtulur, anne ve babası gözlerinin önünde yanar. Bu olaydan sonra “kafayı çizen” Alice bir akıl hastanesine kapatılır ve lolita denebilecek yaşı çoktan geçip neredeyse menapoza girecek yaşa gelene kadar orada kalır. Oyuncak tavşanını yanından ayırmayan Alice, bir gece yarısı tavşanın kulağına “yardımına ihtiyacımız var” diye fısıldamasıyla uyanır ve Harikalar Diyarına dönüş yapar.

Fakat hiçbir şey eskisi gibi değildir! Harikalar Diyarı da Alice’in deliliğinden etkilenmiş ve bir kabuslar diyarı olmuştur, kötü kalpli kraliçe diyarda yaşayanları köle gibi kullanmakta, türlü eziyet uygulamaktadır, kraliçenin işini bitirecek şampiyon da bizzat Alice’dir.

Oyunun ilk sahnesinde, aklıma ilk gelen Heavy Metal olmuştu. İki oyun da Quake 3 motorunu kullanıyor ve ilk anda birbirlerine oldukça benzer görünüyorlar. Ancak biraz ilerleyince, Alice’in kendine özgü bir dünya oluşturmayı başardığını fark ediyorsunuz. Bu dünya gerçekten etkileyici ve orijinal, hatta bazı anlarda kabuslarınıza girebilecek kadar orijinal. Oyun ilerledikçe etrafınızdaki dünya giderek “çıldırıyor” ve tam anlamıyla bir delinin kabuslarından çıkmışa benziyor. O kadar ki, bazı yerlerinin küçük çocuklar için gerçekten sakıncalı olduğunu düşünüyorum! Ne demek istediğimi anlamak için Skool Daze bölümüne gelene dek bekleyin. Bu bölümde oyun adeta doruğa ulaşıyor, mükemmel ses efektleriyle birleşince de gerçekten “rahatsız edici” bir hal alıyor. Tüm bu söylediklerimi özetleyecek olursak, oyun grafikler ve kendine özgü bir dünya yaratma konusunda zirveye oynuyor, şimdiye kadar benzerini görmediğimiz bir dünya bu.

Bu yazı toplamda 1087, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share
Ev ve İş Telefonu Başvurusu Yapmak İçin; Buraya tıklayınız...

CommentYorum