cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


Veda Hutbesi

Yazar Swan | 29.02.2008 | Kategori İslam

 

(Bu hutbe, M.S. 632 yılında Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz tarafından yüz bini aşkın müslümana irad edilmiştir. Hz. Muhammed (S.A.V.) Allah’a hamd ve senâdan sonra şöyle buyurmuştur.)

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.

ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.

ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir. devamı »

Bu yazı toplamda 1223, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Ekrandaki yarışmalar kumar mı? Nihat Hatipoğlu bu soruya ne yanıt verdi?

Yazar ahmetodabasoglu | 15.02.2008 | Kategori İslam

Hatipoğlu televizyonlarda yayınlanan yarışma programlarının dinen sakıncalı olup olmadığı sorusuna ne yanıt verdi? İşte Nihat Hatipoğlu’nun yanıtı…

Doç. Dr. Nihat Hatipoğlu dün yayınlanan “Dosta Doğru” programında şans oyunları ve televizyonlarda yayınlanan yarışma programlarının dinen sakıncalı olup olmadığı sorusuna açıklık getirdi.

Hatipoğlu kendi programından önce yayınlanan “Kim 1 milyon ister” ve ”Var mısın Yok musun” yarışmasına değinerek, “Bizden önce yayınlanan Kenan Işık kardeşimizin sunduğu program ve benzeri programlarda kazanılan paralar ve hediyeler kumar değil, dinen bir sakıncası yok” dedi. devamı »

Bu yazı toplamda 5500, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Müslüman toplumunu kızdıracak yasak

Yazar aSh | 13.02.2008 | Kategori İslam

Avusturya’nın güneyindeki Kaernten Eyalet Meclisi, eyalet sınırları içinde ”cami ve minare inşa edilmesini yasaklayan bir yasayı” kabul etti.

Eyalet valisi ve aşırı sağcı Avusturya’nın Geleceği İttifakı (BZÖ) hareketinin kurucu lideri Jörg Haider, “cami ve minare inşaatının, eyaletin tarihsel ve doğal mimarisini bozduğu için yasaklandığını” öne sürdü.Haider’in hazırlayarak eyalet meclisine sunduğu yasa tasarısına meclis üyesi Hristiyan Demokrat eğilimli Halk Partisi (ÖVP) olumlu oy verirken, Sosyal Demokrat Parti’nin (SPÖ) ise karşı oy kullandığı bildirildi. devamı »

Bu yazı toplamda 1026, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Hollanda’da İslam korkusu

Yazar ahmetodabasoglu | 12.02.2008 | Kategori İslam

Hollanda’da “İslam korkusunun” hızla yayıldığını ve taraftar bulduğu iddia edildi
Avrupa Konseyinin Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu (ECRI), Hollanda’da “İslam korkusunun” hızla yayıldığını ve taraftar bulduğunu bildirdi.

Komisyonun bugün yayımlanan raporuna göre, artan İslam korkusuyla birlikte, Hollanda’da Müslümanlara karşı ırkçı ve ayrımcı davranışlar giderek daha sık görülüyor.

Avrupa Konseyinin 47 üyesinin daha önce aldığı bir tavsiye kararı üzerine yapılan çalışma sonucunda hazırlanan raporda, bu yüz yılın başından itibaren başta ABD’deki 11 Eylül 2001 terör saldırısı olmak üzere ulusal ve uluslararası düzeyde radikal Müslümanların karıştığı şiddet olayları ve Hollanda’da sinemacı Theo van Gogh’un 2004 yılında öldürülmesi, Hollandalılar arasında İslam korkusunun yayılmasını “dramatik” bir şekilde artırdığı belirtildi. devamı »

Bu yazı toplamda 1972, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi

Yazar yucin | 07.02.2008 | Kategori İslam

a) Yardımlaşmanın Önemi:

Genellikle ifâde edildiği gibi İslâmiyet bir yardımlaşma dinidir. İslâmiyetten önce de sonra da hiç bir din ve fikir sistemi onun kadar bu konuya eğilmemiş yardım anlayışını ve bu anlayışın uygulanışını bu kadar geniş boyutlara ulaştıramamıştır.
Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimiz bu gerçeği, hayatımızın her anında görüyoruz. Geçmişte olduğu gibi, şimdi de hayatı paylaşan insanlar, aynı düzeyde değillerdir, örneğin zayıfı, güçlüsü, fakiri, zengini,erkeği, kadını gibi. Böyle insan toplulukları beraber doğup, beraber ölürler. Bu beraberlik “hayat”ın kaynağını oluşturuyor.
Ancak bu farklı insanlar, yaşadıkları süre içinde birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Zenginler bile fakirlere ihtiyaç duyar. Hiç bir zengin benim kimseye ihtiyacım yoktur diyemez. O insan servetini çalıştırdığı insanların gücü ile kazanır. Zira kimi çalıştırıyorsa ona muhtaç demektir. devamı »

Bu yazı toplamda 2824, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Sorularınıza cevaplar

Yazar yucin | 07.02.2008 | Kategori İslam

İnsan çevresinden bağımsız bir varlık değildir; o, algılayabildiği bütün nesnelerin içyüzünü öğrenmek ister, bu durum onun sürekli bir gelişim içerisinde olmasını sağlar, ayrıca bu, insanın kendi varlığının anlamını kavramasına yol açan çok önemli bir etkendir… Evet, insan kendi varlığının farkında olduğu gibi, aynı zamanda kendi kendini varetmediğinin de farkındadır… Çevresindeki güzelliklerin, büyüleyici dengelerin, parıltılı yıldızların etkisinden kurtulabilmesi olanaksızdır…Bu noktada daha bebeklik çağından kendini hissettiren “nedensellik” duygusunu kullanarak başta kendi varlığı olmak üzere genel olarak bütün varlığın anlamını kavramaya çalışacaktır, bu sorunu çözemezse huzursuz olacaktır… İşte, bu çalışma da, insanoğluna bu çabasında yardımcı olabilmek, en azından bu konuya ilgi çekerek etkili adımların atılmasını sağlayabilmek amacıyla yazılmıştır… devamı »

Bu yazı toplamda 5999, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Dua Nasıl Edilir?

Yazar yucin | 07.02.2008 | Kategori İslam

Duanın şartları nelerdir? Dua nasıl edilir? Hangi ortamlarda edilir? vs.

Bu tür konuların sık sık tekrar edilmesi gereklidir. Çünkü insanlar çabuk unutuyorlar.

Bu devirde, Müslümanlar arasında dua resmi bir hal almıştır. Namaz kılıyorsun bir el kaldırıyorsun, hoca Arapça bir şeyler okuyor, sende amin diyorsun. Hoca da Arapça okurken sıkılıyor, sende onunla beraber el kaldırırken sıkılıyorsun. Halen bu işlem resmi bir protokol olarak yapıla gelmektedir.

Bir müminin ancak dua vasıtasıyla Allahü Teâla’ya ulaşabilir. Şöyle ki; devamı »

Bu yazı toplamda 2551, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Savurganlık ve Zararları

Yazar yucin | 07.02.2008 | Kategori İslam

İSRAF: Herhangi bir işte normal olan sınırı aşmak,aşırı olmak demektir. Çirkin bir huy olup büyük günahtır. Kur’an ;aşırıya kaçan, harcamalarında ve davranışlarında dengeyi kaçıran kimselerin yaptıklarını hoş görmemektedir. İsraf; sapmaların, bozulmaların, haksızlıkların, bozgunun kaynaklarından biri olarak görülmektedir. Ayrıca Kur’an’da Firavun “O israf edenlerden idi.” diye kötülenmiştir.
Kur’an israf kavramını iki anlamda kullanmaktadır:
Birincisi; haddi (sınırı) ve ölçüyü aşmak anlamındadır ki bu aynı zamanda inkarcıların bir sıfatıdır. Çünkü onlar Allah’ tan gelen helal ve haram ölçülerini tanımazlar. Davranışlarında normal sınırı gözetmezler ve konulan ölçünün ötesine geçerler, aşırıya giderler.
“(Salih onlara dedi ki) Allah’ tan korkun ve bana itaat edin. O israf edenlerin emrine uymayın. Onlar yeryüzünde bozgunculuk yaparlar.”
İsrafın Kur’an’da kullanılan ikinci anlamı savurganlıktır. devamı »

Bu yazı toplamda 4097, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Laiklik ve Din

Yazar yucin | 07.02.2008 | Kategori İslam

Laik devlet kavramına girmezden önce, laikliğin ne olduğunu tanımlamak yerinde olacaktır.
Laiklik; Grekçede laos ve laikos kelimelerinden türetilmiş olup, halktan olan manasına ya da avam manasına gelmektedir. Anlam itibariyle, dinsel olmayan, dine ait olmayan, din-dışı unsurlara ait olandır.
En kısa tanımıyla laiklik, dini kurumların devlet işleyişinin dışına çıkartılmasıdır. Bir başka deyişle, dini kurumlar ile devlet kurumları arasındaki ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve dini kurumların devlet düzeninin dışında faaliyet göstermesi laiklik fikrinin temelidir. Dini kurumlar ile devletin birbirinden ayrılması olarak laiklik, aynı zamanda, bütün dinsel toplulukların, istisnasız olarak devlet tarafından özel topluluklar olarak nitelendirilmesi demektir. Bu bağlamda, dini kurumların devlet hazinesinden aldıkları her türlü mali desteğin kaldırılması laikliğin bir gereğidir.
Laiklik, devlet ve toplum yaşamını ilgilendiren hukuk kurallarının akla,bilime ve toplumun ihtiyaçlarına dayalı olmasıdır.yani devletin işine din kurallarının karışmamasıdır.Kişilere inanç ve ibadet özgürlüğünün verilmesi ve bu inanç ve ibadet özgürlüğünün devlet tarafından güvenceye alınmasıdır. devamı »

Bu yazı toplamda 1781, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Türkler ve Müslümanlık

Yazar yucin | 07.02.2008 | Kategori İslam

1.TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU
Mekke’de doğan İslam Dini Hz. Peygamberin vefatından önce bütün Arabistan yarımadasına yayılmıştı. Hz. Ömer döneminde Arabistan dışına fetihler başlamıştı. Hz. Ömer döneminde İslam orduları Suriye, İran ve Mısır’a kadar ilerlemişti. Türklerin Müslümanlarla karşılaşması ilk defa bu dönemde olmuştu. İran’ ın fethinden sonra Maverâünnehir’e ulaşan İslam orduları burada Türklerle karşılaşmışlardı. Türklerin Müslümanlarla karşılaşmaları İslam hakkında ilk bilgileri elde etmelerini sağladı.Emeviler döneminde Türklerin yaşadığı bölgeler seferler düzenlendi. Bu seferler ve yapılan fetihler neticesinde Türkler İslamiyeti yakından tanımaya başladılar. Ancak Emeviler döneminde bazı keyfi uygulamalar (özellikle ırkçılık) Türklerin İslamiyet girmelerini geciktirdi.
750 yılında Emevilerin yerine Abbasiler iktidara gelmişti. Abbasilerin iktidara gelmesinde Türklerin önemli etkisi olmuştur.
Abbasiler’in Çinlilere karşı yaptığı Talas savaşında Türkler, Abbasilerin yanında yer almışlar ve bu savaş büyük zaferle sonuçlanmıştır. Bu zafer Türk tarihinde önemli sonuçlar doğurmuştur. Bu savaştan sonra Çinliler Türkler üzerinde hakimiyet kurma düşüncesinden vazgeçmişlerdir. Türkler ile Araplar arasında dostluk başlamıştır. devamı »

Bu yazı toplamda 2745, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share