Güncel ve Genel Bilgi Desteği
Giriş Sayfanız Yapın  Güncel ve Genel Bilgi Desteği    Sık Kullanılanlara Ekleyin
Follow @yucinbil
78. YILDÖNÜMÜNDE MEHDİCİ BİR İTİRAZ OLARAK MENEMEN OLAYI
Yazar Eyüp Öz | 22.12.2008 | Kategori Tarih
Paris – FRANSA
GİRİŞ
Menemen Olayı, üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, bıraktığı derin izler hâla hissedilmekte ve üzerinde değişik spekülasyonlar yapılmaktadır. Kuşkusuz olayı bu kadar önemli yapacak bir çok sebep var. Olayın akışında yaşanan aksaklıklar ve tesadüfler bir çok şüphenin nedeni olmuştur. Dinler tarihi, din sosyolojisi, din psikolojisi ve döneminin bir çok probleminin aynası olan bu olay, ne yazık ki her zaman önyargılarla değerlendirilip gerçek sebepleri araştırılmamıştır.
Giritli Mehmet, irtica’nın simgesi olurken; Kubilay, değişik bir şekilde kutsallaştırılıp Cumhuriyet’in sembolu haline geldi. Dönemin iktidarının ekonomik ve toplumsal buhranlarını unutturan ‘Kurtarıcı’ ve Cumhuriyet’in en meşhur efsanelerinden biri oldu.
İrtica’ yeni rejimin en korkulu rüyası, ‘Menemen Olayı’ en önemli ‘irtica Prototipi’ olarak algılanırken, barındırdığı gizem olayı daha da büyüttü. Yaşanan büyük ihmal ve tesadüfler onu sadece Türk tarihi için değil, dünya tarihi ve dîni kurtuluş hareketleri içinde de özel bir yere oturttu.
Derviş Mehmet Mehidilik iddiasıyla ortaya çıkarken, tasarladığı kurtarıcı kimliği, diğer örneklerinden çok farklı bir çerçeve oluşturmakta. Mehdi ve Onikinci imam olduğunu söylemesi, hem Sünniler, hem de Alevilerin desteğini alma isteği yanında, Mehdilik anlayışının Sünni topluluklar arasında Şii anlayışına paralel olarak algı- lanmasının çarpıcı bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bıraktığı izler şüphesiz silinmeyecek bu olay, Türk devlet hayatında aynı ağırlığını sürekli olarak koruyacaktır, zira üzerinden geçen her yıl, gizemini daha çok artırırken, büyük tartışmalara neden olmaktadır.
Olay üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen güncelliğini sürekli korumakta. Bu güncellikten öte olayı çekici kılan, sonsuz polemikleri yanında barındırdığı belirsizliklerdir. Resmi söylem ve karşıtı olan görüşler baş döndürücü bir çelişki içinde. Bu ise objektif olmayı hayli zorlaştıran bir etken tabii. İkisine göre olay ya « Provökasyon » ya «komplo» ya da « irtica » olarak tanımlanmakta. Oysaki, olayı basite indirgeyen bu teoriler gerçeklikten uzak gibiler. Neden ? Olay bir “Mehdici” hareket ve tarihi sürçte tekil değil. Yani tarih boyunca bu tür vakalara rastlamaktayız. Kendilerine has karakterleri ve çözülmesi gereken kodları var. Ortaya çıkşları ise tesadadüfi değil. Dünyasal şartların oluşturduğu “kaos” ve “kaçış” duygusu bir mehdici söylemi ortaya çıkarmak için yeterli. Bu tanımlamaları sırasıyla analiz edecek olursak:
“Sosyal bilimler açısından komplo, ancak sorunsallaştırılabildiği ölçüde bulgusal bir değere sahip olabilir. Komplo sosyal bilimlerin sorduğu soruların cevabını vermemekte, kollektif aktör ya da özne gibi kavramların kullanılmasını ya da komploya inananların ya da komploya başvuranların sosyolojisinı yapmayı mümkün kılmamakta, bunların yerine, bilinçli ya da daha vahim olarak, bilinçsiz bir şekilde yönlendirilen, hiç bir muhtariyete sahip olmayan, milyonlarca, milyarlarca kuklanın varolduğu hipotezinden yola çıkmaktadır. Komplo teorileri korku ve ümit ikilisine dayalı eskatolojik-metafizik bir gramere sahiptirler. Bu anlamda da komlo teorileri ve mehdicilik arasında bir bağlantı kurabilmek mümkündür. Tarihteki mehdici beklentilerin istisnasız tümünün beyhude çıkması, kendi iç referansları ve hipotez ve verileri arasındaki ilişkiler açısından bile bir tutarlılığa sahip olmadıklarının ispat edilmesi, mehdiciliğin sonu anlamına gelmemektedir. Tam tersine, bir mehdiciliğin sonu, diğer mehdici bekleyişlerle aynı söylemlere ve aynı hipotezlere sahip olan, ama kendi tarihselliğini kendisi ile başlatan yeni mehdici beklentilerin oluşmasına yol açmaktadır. Hem mehdici beklentilerin hem de komplo teorilerinin temelinde yatan şey toplanan ve yorumlanan veriler ve bulgular değil, bir inançtır. Mehdici teorilerin ve komplo teorilerinin bu sürekliliği, insanlık koşulundan ve sosyal ve siyasî bir aktör olmanın yarattığı dayanılmaz ağırlıktan kaçmanın ne kadar yaygın bir stratejıi olduğunu göstermektedir[1]”.
Bu yazı toplamda 4352, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Yazar admin | 20.10.2008 | Kategori Eğitim, Tarih
BENİM NACİZ VUCUDUM
ELBET BİRGÜN TOPRAK OLACAKTIR.
FAKAT CUMHURİYETİ
İLELEBET PADİYAR KALACAKTIR…
Mustafa Kemal ATATÜRK
Osmanlı İmparatorluğu’nda, ikinci Meşrutiyetin ilanından altı yıl sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. 1914’te başlayan Birinci Dünya Savaşı’na dünyanın belli öbaşlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. devamı »
Bu yazı toplamda 2017, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
Peri Bacalarının Oluşumu
Yazar admin | 17.10.2008 | Kategori Tarih
KAPADOKYA’NIN KONUMU
Roma İmparatoru Augustus zamanında Antik Dönemyazarlarından Strabon Kapadokya Bölgesi’nin sınırlarını güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir bölge olarak belirtir. Bu günkü Kapadokya Bölgesi Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı alandır. Daha dar bir alan olan kayalık Kapadokya Bölgesi ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibarettir. devamı »
Bu yazı toplamda 2066, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
Darbecilerin Boğarak Öldürdüğü Osmanlı Padişahı
Yazar yucin | 27.07.2008 | Kategori Tarih
Darbecilerin boğarak öldürdüğü padişah
Osmanlı İmparatorluğu’nu ayağa kaldırmak için çalıştı ancak çıkar şebekeleri tarafından bir darbe ile tahttan indirildi ve bir süre sonra da katledildi.
Bu yıl reformcu padişahlarımızdan Üçüncü Selim’in öldürülmesinin 200. Yıldönümü. Üçüncü Selim günden güne kan kaybeden Osmanlı İmparatorluğu’nu ayağa kaldırmak için reform yapmaya çalıştı ancak bir yenilik düşmanları ve çıkar şebekeleri tarafından bir darbe ile tahttan indirildi ve bir süre sonra da katledildi.
18.yüzyılın ikinci yarısından itibaren sırasıyla Rusya, Rusya-Avusturya ve Fransa’ya karşı aralıklarla sürdürülen savaşlar Osmanlı İmparatorluğu’nda büyük maddî ve manevî yıkımlara sebep oldu. 1789’da tahta çıkan Üçüncü Selim devleti kurtarmak için köklü bir reform yapılması gerektiğini gördü ve Nizam-ı Cedid’i, yani yeni bir düzeni uygulamaya koydu. devamı »
Bu yazı toplamda 1441, bugün ise 1 kez görüntülenmiş
Osmanlı Tarihinde Bilinmeyenler
Yazar yucin | 27.07.2008 | Kategori Tarih
Bu bilgiyi kaç kişi biliyor acaba?
Hiç düşündünüz mü: Yüz yıl öncenin temmuzunu yaşıyor olsaydınız yüzünüzün rengi ne olurdu? Mustafa Armağan yazdı.
Meşrutiyeti az daha Dadaşlar ilan edecekti. Keşke…
Daha kırmızı olacağından eminim de, mahcubiyetten değil, gün yirmi dört saat sokak ve caddelerde nümayiş yapmaktan.
Hele kanları kaynayan gençler iseniz ellerinizde bayrak ve pankartlarla sokaklara dökülür, yakalarınıza Serasker Rıza Paşa’nın resmini takar, ay yıldızlı bayrağa bir haç ilave ederek yolları arşınlıyor olurdunuz büyük bir ihtimalle. Henüz ağzınızı doldurup Sultan Abdülhamid’e açıkça lanet okumasanız bile (ki bunun için tahttan indirilmesini beklemeniz gerekecektir), “Hürriyet, Müsavat, Adalet” sloganlarını kulaklarınızın dibinde mermi gibi vızıldadığına tanık olurdunuz. devamı »
Bu yazı toplamda 2084, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
Şeyh Edebalinin Gençliğe Hitabesi
Yazar bot | 19.07.2008 | Kategori Tarih
ŞEYH EDEBALİ’NİN OSMANLI DEVLETİNİN KURUCUSU ve DAMADI OSMAN GAZİ’YE VASİYETİ
Ey oğul, artık Bey’sin!
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana.
Güceniklik bize, gönül almak sana.
Suçlamak bize, katlanmak sana.
Acizlik bize, hoş görmek sana.
Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
Haksızlık bize, bağışlamak sana…
Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın.
Ey oğul, işin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı.
Allah yardımcın olsun…
Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın!
Ama; bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin.
Öfken ne nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın!
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir. Bütün bilinmeyenler feth edilmeyenler, görünmeyenler, ancak sen faziletli ve ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.
Ey oğul! Ananı, atanı say !
Bereket büyüklerle beraberdir.
İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönersin.
Açık sözlü ol ! Her sözü üstüne alma!
Gördüğünü görme ! Bildiğini bilme”
Sevildiğin yere sık gidip gelme !
Ey oğul ! Üç kişiye acı:
Cahil arasındaki alime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene.
Ey oğul ! unutma ki,yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklıysan mücadeleden korkma.
Bu yazı toplamda 2220, bugün ise 1 kez görüntülenmiş
Osmanlı Devletinde Yeniçeriler
Yazar yucin | 29.06.2008 | Kategori Tarih
[googlevideo]http://video.google.com/videoplay?docid=-6189910136937566098&q=osmanl%C4%B1&ei=XcRmSNzYNo-CjAKi-bnHCQ&hl=tr[/googlevideo]
Bu yazı toplamda 1804, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
Osmanlı Futuhatı – Ilber Ortaylı
Yazar yucin | 29.06.2008 | Kategori Tarih
[googlevideo]http://video.google.com/videoplay?docid=8728881053407161088&q=osmanl%C4%B1&ei=isNmSJLsCoKSigLux9iABA&hl=tr[/googlevideo]
Bu yazı toplamda 7513, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
Sultan II. Abdulhamid Han – Osmanlı Sultanı
Yazar yucin | 29.06.2008 | Kategori Tarih
[googlevideo]http://video.google.com/videoplay?docid=7543510346961293375&q=osmanlı&hl=tr[/googlevideo]
Bu yazı toplamda 1314, bugün ise 0 kez görüntülenmiş
Kanuni Sultan Süleyman Han – Osmanlı Sultanı
Yazar yucin | 29.06.2008 | Kategori Tarih
[googlevideo]http://video.google.com/videoplay?docid=7467729514984667784&q=osmanlı&hl=tr[/googlevideo]
Bu yazı toplamda 1379, bugün ise 1 kez görüntülenmiş
Kategoriler
Arşiv - Takvim
P | S | Ç | P | C | C | P |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |