cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


Arınç: 70 Milyon Baykal’a Gülüyor

Yazar mehmet | 06.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: Arınç: 70 Milyon Baykal'a GülüyorDevlet Bakanı Bülent Arınç, Suiskast İddilarını ve CHP Lideri Deniz Baykal‘ın Sözlerini Değerlendirdi.Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, suiskast iddilarını ve CHP Lideri Deniz Baykal‘ın sözlerini değerlendirdi. Arınç, Baykal’ın “Kozmik odadan kozmik patates çıktı” sözlerine karşılık “70 milyon Baykal’a gülüyor” diye cevap verdi. İşte Arınç’ın konuşmasından satır başları:

SAVCI VE HAKİME MERMİ GÖNDERİLMESİ

Benim bu konudaki düşüncelerimi tahmin edersiniz. Ben olayın araştırılması gerektiğini söylemek istiyorum. Bu olayı soruşturulması devam ediyor. Olayın başındayız, ortasına gelmedik. Ama sonuna geldiğimizde hepinizi tatmin edecek açıklamalar olabilir. Benim basından bir isteğim var. Araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Bütün bilgiler belgeler araştırılmalı sonuca ulaştırılmalı. Ricam şudur, lütfen bana sorduğunuz bu soruyu, Sayın Baykal’a, Kılıçdaroğlu

Bu olayı başından beri komik bulduklarını, safsata olarak gördüklerini söyleyen insanlardır. Sayın Baykal, 70 milyonun önünde kozmik odadan kozmik patates çıktı diyor. Bir siyasetçinin yapabileceği en büyük hata yapıyor. Baykal’a deyin ki 8 tane mermi gönderilmiş bu konuda ne düşünüyorsunuz?

70 MİLYON BAYKAL’A GÜLÜYOR

Baykal, Kozmik odadan kozmik patates çıktı diyor. Herkesi güldürdüğünü sanıyor. 70 milyon sayın Baykal’a gülüyor.

Çizgisi düzgün bir siyasetçi değilse, ‘Kozmik odadan kozmik patates çıkıyorsa, bunlar aslında mermi değildir çikolatadır. Yeni yıl hediyesi olarak savcı ve hakime gönderilmiştir’ demelidir. Olayı vahim bulduğunu söylerse o zaman bizim çizgimize gelmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu’na bunun bir mizah olup olmadığını sorun.

YARGI KARARINA SAYGILI OLMALIYIZ

Türkiye şeffaf bir ülke. Yargı görevini yapıyor. Her gün yeni bilgiler veriliyor. 11 numaralı mahkeme bir karar veriyor. Bizzat hakim tarafından inceleme yapıyor. Sanıklardan 5’ini bırakıyor, 3’ünü mahkemeye sevk ediyor. Mahkemede serbest kalıyor.

Türkiye bir hukuk devleti, burada savcıların verdiği kararlar hepimizin kabul ettiği kararlardır. Bir hukuki kararı ne anlama geldiğini, bizim bir hastane bahçesinde değerlendirilmesi ne kadar doğru olabilir? Yargı süreci devam ediyor. Çıkacak sonuca hepimizin saygı duyması gerekir.Hepiniz Kirazlıdere’den gelecek haberleri bekliyorsunuz. Sorulması gereken soruyu sormuyorsunuz.

DOĞRUDUR, YİNE OLSA YİNE YAPARIM

Baykal dün grup toplantısında benimle ilgili bir şey söyledi. Sayın Bülent Arınç, 2001’de grup başkan vekiliyken tekel işçileriyle ilgili bir toplantıya katılmıştı. Dışarı çıkın mücadelenizde bende varım demişim gibi bir iddiada bulundu. Bu olay doğrudur. Fazilet Partisi grup başkan vekiliyim. 2001 yılında sayın Kemal Derviş‘i Ekonomi Bakanı yaptılar. Derviş, tütün kanununu geçirmek için çaba gösteriyordu. O zaman ben ve partim buna karşı çıkıyorduk.

Oysa Kemal Derviş‘in getirdiği kanunda yurt dışlından Türkiye’ye tütün ihracatına yeşil ışık yakıyor. Böyle bir yasaya karşı çıkmam gerekiyordu. Karşı çıktım. O zaman da tütün üreticileri her yerden gelmişlerdi. Ben onlara kanunu anlattım. Doğru yapmıştım, bugün de aynısı olsa yine yaparım.

Biliyorsunuz o tarihlerde DSP MHP Anap vardı, CHP yoktu. CHP o tarihte muhalefette bile değildi. CHP parlamentoda yoktu. Biz o zaman o muhalefeti, Kemal Derviş‘in getirmek istediği kanuna karşı çıkıyorduk.

MECLİS’TE BİLE 4C’Lİ VAR

Bugünkü tekel işçilerinin eylemleriyle, 2001’de yapılan düzenleme yapılan eylem ve gösteriler birbirinden farklıdır. Bugün hükümetimiz, 4C kapsamında çalışan 20 binden fazla işçinin

4C’yi biz icat etmedik sayın Baykal. 657 sayılı kanun Türkiye’de ne zaman yürürlüğe girdiyse, 4C’de o zamandan beri uygulanıyor. Meclis’in içinde 4C’liler varken, tekel işçilerinin 4C’ye geçmesine karşı çıkmak AKP’yi yıpratma çabalarıdır.

Sayın Baykal’ı bugüne kadar hangi işçi eylemlerinin içinde buldunuz. Türk-İş binasına gitmeyi yeni aklına getirdi. Ne 1 Mayıs’ta var, ne de Türkiye’de haklarını arayan işçilerin arasına girmedi.

İzmir’de CHP’li belediyeler tarafından işten çıkarılan, ilaçsız maaşsız bırakılan kendi Karşıyaka’nın işçilerini düşünsün. Onları hala kabul etmedi. İzmir ziyaretinde işçiler büyük bir tepki gösterdiler

Bu yazı toplamda 1201, bugün ise 5 kez görüntülenmiş

Share

‘Türkiye’yi Aydınlık Yarınlar Bekliyor’

Yazar mehmet | 06.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: 'Türkiye'yi Aydınlık Yarınlar Bekliyor'Başbakan Erdoğan, 2010 ve Sonraki Yılların Türkiye için Başarılarla Dolu Parlak Yıllar Olacağını Söyledi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2010 ve sonraki yılların Türkiye için başarılarla dolu parlak yıllar olacağını söyleyerek, “Bütün karamsarlara inat, bütün kötümserlere inat, tüm felaket tellallarına inat, ben Türkiye’yi aydınlık yarınların beklediğine inanıyor, bu azimle gayret gösteriyoruz” diye konuştu.

Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı‘nın “Beş Yılda Beş Bin Öğrenci Projesi” kapsamında lisans üstü eğitim için yurt dışına gönderilecek öğrenciler bilgilendirme toplantısına katılarak konuşma yaptı. Erdoğan, 41 öğrencinin daha dünyanın en iyi üniversitelerine uğurladıklarını belirterek, Türkiye’de 94’ü devlet, 45’i vakıf olmak üzere toplam 139 üniversite bulunduğunu kaydetti. Bunların 63’ünün kendi dönemlerinde açıldığını hatırlatan Erdoğan, artık üniversitesi olmayan il kalmadığının altını çizdi. Erdoğan şöyle konuştu:

Kırşehir‘de, Batman‘da, Yozgat‘ta, Kırklareli‘de, Mardin‘de, Şırnak‘ta Hakkari‘de üniversitelerimiz bu şehirlerimizin umudu, vizyonu haline geldi. Bu üniversitelerimizde, inanıyorum ki, oralarda barışın tohumları atılıyor. İnanıyorum ki, ekonomik hareketlenmenin tohumları atılıyor. Belki bugün değil; ama en geç yarın bunlar gerçekleşecek. Bu noktada umutlarım kesinlikle sonsuzdur.”

-“PARLAK YILLAR OLACAK”-

Başbakan Erdoğan, “İlim, Çin’de de olsa alınız” sözünü hatırlatarak, “İlim dünyanın en uzak bir ucunda bilgi ve bilim olsa, onu almak bizim medeniyetimizin de gereğidir” diye konuştu. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bugün yeni üniversite kurulmasına karşı çıkanlar, yarın inanıyorum ki, oradan yetişmiş son derece donanımlı öğrenciler karşısında inanın mahcup olacaklardır. Türkiye çok hızlı bir şekilde büyüyor. Bunu Ankara’da, Türkiye’de kalırsak göremeyiz; ama dünyayı gezip dolaştıkça Türkiye’nin ne denli hızlı büyüdüğünü o zaman çok daha iyi hissediyorsunuz. Türkiye, ekonomisiyle, dış politikasıyla, sosyal güvenlikleriyle büyüyor. 7 yıl önce dünyanın 26. büyük ekonomisiydik, bugün 17. büyük ekonomisi haline geldik, Avrupa’nın 6. büyük ekonomisiyiz.

2010 yılı da, sonraki yıllar da Türkiye için milletimiz için başarılarla dolu parlak yıllar olacak. Bütün karamsarlara inat, bütün kötümserlere inat, tüm felaket tellallarına inat, ben Türkiye’yi aydınlık yarınların beklediğine inanıyor, bu azimle gayret gösteriyoruz.”

ÖĞRENCİ BURSLARI-

Öğrencilere verilen burs ve kredilere ilişkin konuya da değinen Erdoğan, bu konuda kesin talimat verdiğini, isteyen her öğrenciye burs ve kredi verileceğini söyledi. Burs ve kredi alan öğrenci sayısının şu an yaklaşık 1,5 milyon olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, 2002’de burs ve kredi olarak ödenen paranın 45 TL olduğunu, bu ay yapılan son zamla birlikte üniversite öğrencilerine ödene rakamın 200 TL’ye çıkarıldığını söyledi.

-“BİZ YAPAMADIK SİZ YAPIN”-

Başbakan Erdoğan, yurt dışına öğrenci gönderilmesi çalışmalarının devam ettiğini ve açığı kapatmak için 2010 yılında bin ile bin 500 öğrenci için duyuru yapma hazırlıklarının sürdürüldüğünü kaydederek şöyle devam etti:

“Hiç çekincemiz yok, hiç tereddütümüz yok. Yeter ki bu ülkenin gençleri okusun. Biz bunu istiyoruz. Biz bunu yakalayamadık, biz bundan istifade edemedik. Ama istiyoruz ki yeni nesil, yeni kuşak bunlardan istifade etsin. Yeter ki bu ülkenin zeki öğrencileri en iyi okullarında okusun, en kaliteli eğitimi alsın. Gittiğimiz ülkelerde o ülkenin liderleriyle bunları konuşuyoruz. Tabii, onlar da, ‘Ne demek. Kapılarımız açık’ diyorlar. Bu adımları atıyoruz. Yeter ki, bugünde Türkiye’nin geleceğine hazırlık yapılsın.

Gazi Mustafa Kemal, bunu 1920’li yıllarda fark etmişti. Yurt dışına ilk öğrenci gönderme kararı bizzat Gazi Mustafa Kemal’in verdiği talimatla 1929 yılında çıkarılan kanunla verilmiştir. Yeni Türkiye’nin fabrikaları, demir yolları, kara yolları, köprüleri işte o mühendislerin eliyle inşa edildi.”

-“TÜRKİYE’NİN TEMSİLCİSİ OLACAKSINIZ”-

Konuşmasında öğrencilere bazı tavsiyelerde de bulunan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Öğrenim için gittiğiniz yerlerde aynı zamanda Türkiye’nin birer misyon şefi olacaksınız. Adeta öyle çalışacaksınız. Birer başkonsolos gibi, birer büyükelçi gibi çalışacaksınız. Bunun da çok önemli bir vazife olduğunu hatırlatmak istiyorum. Sizlerin gideceğiniz ülkelerde, yaşayacağınız şehirlerde, öğrenim göreceğiniz okullarda ülkemizin tanıtım elçisi gibi görev yapmanız gerekiyor. Türkiye adına oluşmuş önyargıları yıkmak, Türkiye’yi tarihiyle, kültürüyle dünya mirasına sağladığı katkılarla tanıtmak, özellikle ülkemizin son dönemde kaydettiği küresel nitelikteki başarıları aktarmak göreviniz olmalıdır.”

Bu yazı toplamda 1131, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Viraja Hızlı Girdi Denize Uçtu

Yazar mehmet | 05.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: Viraja Hızlı Girdi Denize Uçtu

Akçaabat‘ta, Aşırı Hız Nedeniyle Kontrolden Çıkıp Virajı Alamayan Yolcu Minibüsü, Deniz Kenarındaki Kayalıklara Uçtu.

Akçaabat’ta, aşırı hız nedeniyle kontrolden çıkıp virajı alamayan yolcu minibüsü, deniz kenarındaki kayalıklara uçtu.

MİNİBÜS KAYALIKLARDAN DENİZE UÇTU

YOLCU MİNİBÜSÜ DENİZE UÇTU / WEB TV  

1’i üniversite öğrencisi 2 kişi öldü, çoğu üniversite öğrencisi 15 kişi de yaralandı.

Trabzon’dan Vakfıkebir’e giden Ahmet Çalık (49) yönetimindeki 61 M 1009 plakalı yolcu minibüsü, dün 12.00 sıralarında Akçaabat İlçesi’ne bağlı Mersin Beldesi’nde aşırı hız nedeniyle virajı alamayarak kontrolden çıkıp deniz kenarındaki kayalıkların üzerine uçtu. Minibüste bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi 1’inci sınıf öğrencisi Ersin Samancı (18) ile İstanbul’da kuyumculuk yapan Ali Mısır (51) öldü. Fırtına nedeniyle yaklaşık üç metreye ulaşan ve kayalıkları döven dalgaların arasında kalan minibüsün şoförü Ahmet Çalık (49) ile çoğu üniversite öğrencisi 14 kişi yaralandı. Olay yerinde incelemelerde bulunan Trabzon Valisi Recep Kızılcık, burada gazetecilere yaptığı ilk açıklamada kazada 4 kişinin öldüğünü, 12 kişinin yaralandığını, bir kişinin de kaybolma ihtimali olduğunu söyledi. Vali Kızılcık’ın bu sözlerinden 2 saat sonra Valilik, ölü sayısının 2, yaralı sayısının 15 olduğunu açıkladı.

Bu yazı toplamda 1280, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

90. Yıla 9 Bin Top

Yazar mehmet | 05.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: 90. Yıla 9 Bin Top

Kuruluşunun 90’ıncı Yılı Nedeniyle Yapılacak Etkinlikler Kapsamında TBMM, 9 Bin Kırmızı Beyaz Top Asılarak Süslendi.

Kuruluşunun 90’ıncı yılı nedeniyle yapılacak etkinlikler kapsamında TBMM, 9 bin kırmızı beyaz top asılarak süslendi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 90’ıncı Yıl Kutlamaları kapsamında gerçekleştirilecek olan TBMM arşivindeki belgelerden oluşan “90’ıncı Yılda 90 Belge” sergisinin açılışını bugün saat 11.00’de TBMM Şeref Holü’nde yapacak. Şahin, yine TBMM Şeref Holü’nde, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Mehmet Kavukçu tarafından hazırlanan “Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Mekan Alan Kurgu Çalışması’nı” açacak. Kavukçu, 9 bin topun asıldığı kurguyu kendisinin hazırladığını belirterek, “Bu benim bir çalışmam. Mali olarak topların tanesi 700 TL, nakliyesi ve diğer masraflarıyla yaklaşık 1000 TL’ye geliyor” dedi. Bu hesaba göre balon süslemesinin toplam maliyeti yaklaşık 9 milyon lira oldu.

Bu yazı toplamda 1231, bugün ise 4 kez görüntülenmiş

Share

Vurmanın Cezası 6500 Tl

Yazar mehmet | 05.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: Vurmanın Cezası 6500 Tl

Bitlis‘te Yılbaşı Öncesinde Tatvan Yolu Üzerinde Vurulmuş Olarak Bulunan Şahin, Veteriner Fakültesi’nde Tedavi Edilecek.Bitlis’te Yılbaşı öncesinde Tatvan yolu üzerinde vurulmuş olarak bulunan şahin, Veteriner Fakültesi’nde tedavi edilecek.Çevre ve Orman Müdür Vekili Salih Özdemir, avlanması yasak olan şahini vuran tespit edilirse, hakkında yasal işlem başlatılacağı ve 6 bin 500 lira para cezasına çarptırılacağını söyledi. Özdemir, cezanın, avlanması yasak olan bu türlerin korunmasını amaçladığını belirtti.

Bu yazı toplamda 1162, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

Bu Cisimler Tanımlanamıyor

Yazar mehmet | 05.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: Bu Cisimler Tanımlanamıyor

Uzay Teleskobu Kepler, Hiç Bir Sınıflandırmaya Girmeyen İki Gök Cismi Keşfetti.Amerikan uzay ajansı NASA’nın yıldızların etrafındaki gezegenleri keşfetme hedefiyle Mart ayında fırlattığı uzay teleskobu Kepler, hiç bir sınıflandırmaya girmeyen iki gök cismi keşfetti.

Gizemli gök cisimleri bir gezegen için çok sıcak, bir yıldız olması için ise çok küçük boyutlarda. Kepler projesinin başında bulunan Bill Borucki, her iki gök cisminin bir yıldızın etrafında döndüklerini ve yıldızlarından binlerce santigrat derece daha sıcak olduklarını bildirdi.

Bu nedenle cisimlerin gezegen olmadıklarını düşündüklerini anlatan Bill Borucki, iki gök cisminin boyut olarak güneş sistemindeki gezegenlerden daha büyük ve bunlardan cüce gezegenler de dahil olmak üzere, çok daha sıcak olduklarını kaydetti.

Bu cisimler açıklanan nedenle, daha önce belirlenen hiç bir gök cisminin içinde bulunduğu sınıflandırmaya girmiyor.

Gizemli cisimlerle ilgili ayrıntılı bilgiler, Washington’daki Amerikan Astronomi Topluluğu’nun bugünkü toplantısında sunuldu.

Bu yazı toplamda 1374, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

Kurban Vurgununda Kilit Tutuklamalar

Yazar mehmet | 05.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: Kurban Vurgununda Kilit Tutuklamalar

Kurban Bağışı İhalelerinde Yolsuzluk Yapan 11 Kişi Hakkında Savcının İtirazıyla Yeniden Tutuklama Emri Çıkarıldı.

Vatandaşların kurban bağışlarına yönelik yapılan ihalede yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla daha önce gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan, 11 kişi hakkında savcının itirazıyla yeniden tutuklama emri çıkarıldı.

Kurban bağışı kesim ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla Ankara Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nce başlatılan operasyonda, gözaltına alınanlardan 11’i ifadeleri alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılmışlardı.

Soruşturmayı yürüten savcılar, bu kişiler için bir üst mahkeme olan Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi‘ne başvurdu. Mahkeme aralarında Mehmetçik Vakfı Başkanı Salih Güloğlu, LÖSEV Başkanı Üstün Ezel, Deniz Feneri Derneği Başkanı Mehmet Cengiz ile Ankara Et Borsası Başkanı Faik Yavuz’un da aralarında bulunduğu toplam 11 kişinin tutuklanmaları amacıyla yakalanmalarına karar verdi.

Polis tarafından 8 il’de gerçekleştirilen operasyon kapsamında 31 kişi yakalanmış, bu kişilerden 20’si tutuklanırken 11’i serbest kalmıştı. Bu isimler şimdi yeniden gözaltına alınarak, tutuklama kararları vicahiye çevrilip cezaevine konulacak

Bu yazı toplamda 1082, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

Van’da Soygun Dehşeti: 1 Ölü

Yazar mehmet | 05.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: Van'da Soygun Dehşeti: 1 Ölü

Van‘ın Çaldıran İlçesinde Ziraat Bankası‘nda Temizlik Görevlisi Olarak Çalışan Şahıs Bankasını Soymaya Kalktı.Van‘ın Çaldıran ilçesinde Ziraat Bankası‘nda temizlik görevlisi olarak çalışan M.S.A. isimli şahıs akşam mesai bitiminden sonra elektriklerin kesilmesini fırsat bilerek soygun girişiminde bulundu. Bıçakla önce bankanın güvenlik görevlisin yaralayarak silahını ele geçiren temizlikçi, kendisine direnen 3 görevliyi daha yaraladı. Yaralılardan 1 kişi hayatını kaybederken olayı haber alan polis bankaya girerek soygun girişiminde bulunan temizlikçiyi gözaltına aldı.

Van‘ın Çaldıran ilçesinde Ziraat Bankası‘nda akşam saatlerinde ilginç hırsızlık girişimi yaşandı. Bankada, özel bir şirketin temizlik görevlisi olarak çalışan M.S.A. isimli şahıs mesai bitiminden sonra saat 18.30’da elektrik kesintisini fırsat bilerek soygun planı yaptı. Jeneratörü çalıştırmaya giden bankanın güvenlik görevlisi Önder Yılmaz’ı yaralayarak silahını ele geçiren temizlikçi, eline aldığı silahla banka personelini tehdit ederek, amacının soygun olduğunu belirtti. Soyguncu, silahla banka çalışanlarını tehdit ederek ellerini ve ayaklarını bağladı. Kendisine direnen banka görevlilerinden Ufuk Algun, İrfan Yürekli ve Buket Özgü’yü elindeki bıçakla yaraladı.

Temizlikçi, banka personeli ile ilgilenirken bir süre sonra kendine gelen yaralı güvenlik görevlisi kendini bankanın dışına atarak yardım istedi. Bu sırada banka yakınında bulunan polisler içeri girerek, banka müdürü ile boğuşur halde olan temizlikçiyi etkisiz hale getirdi. Temizlikçinin soygun girişimi 45 dakikada sona erdi.

Temizlikçinin yaraladığı banka görevlileri Çaldıran Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Ufuk Algun hastanede hayatını kaybetti. Diğer yaralılar ilk müdahalenin ardında Van‘daki hastanelere sevk edildiği bildirildi.

Van Valisi Münir Karaloğlu, olayı gerçekleştirenin bankanın çalışanı olduğunu ifade ederek, olayda 1 kişinin hayatını kaybettiği ve yaralılardan bir kişinin de durumunun ağır olduğunu söyledi.

Bu yazı toplamda 1277, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

Bakanlar Kurulu’ndan IMF Çıktı

Yazar mehmet | 05.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: Bakanlar Kurulu'ndan IMF Çıktı

Çiçek, Türkiye’nin IMF ile Anlaşma Yapmak İstediğini Duyurdu.Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye’nin IMF ile anlaşma yapmak istediğini belirterek, “Biz IMF ile bir anlaşma yapmak istedik ve istiyoruz. Getireceği paradan daha fazla bunun bir akreditasyon avantajı olacağı içindir.” dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklama yaptı ve basın mensuplarının sorularını cevapladı. IMF ile yapılan görüşmelerle ilgili bir soru üzerine Çiçek, Türkiye olarak IMF ile anlaşma yapmak istediklerini belirterek, şunları söyledi:

“Türkiye ilk defa krizle karşı karşıya kalmıyor. O zaman en önemli kurtuluş reçetesi olarak IMF reçetesi geldi. Hem uygulayanlar, hem de reçete dışarıdan geldi. 2009 krizine baktığımız zaman Türkiye de bu krizi yaşadı ama en asgari düzeyde oldu. Bunun sebebi biz değiliz. İçerideki güvensizlik, istikrarsızlık, iyi yönetememekten kaynaklanmadı. Türkiye bu krizi IMF’ye ihtiyaç duymadan kendi reçeteleriyle, kendi çözümleriyle ve uygulayıcısı da bizatihi bizler olarak bu krizi en az zararla kapattık. Biz IMF ile bir anlaşma yapmak istedik ve istiyoruz. Getireceği paradan daha fazla bunun bir akreditasyon avantajı olacağı içindir. İşin uzun sürmesi de kendi şartlarımızla ilgili hususların iyi müzakere edilmesi. Böyle bir anlaşmadan azami olarak Türkiye’nin karlı çıkması içindir.”

Çiçek, Bakanlar Kurulu’nda alışveriş merkezleri ile ilgili kanun tasarısının ele alındığını söyledi. Tasarının, henüz Meclis’e sevk noktasında olmadığını belirten Çiçek, tasarının, ilgili tarafların görüşleri alındıktan sonra Meclis’e sevk edileceğini kaydetti.

Alışveriş merkezlerinin açılmasını çağdaş bir gelişme olarak değerlendiren Çiçek, “Tükettiğimiz mallara, kalite gelmesi, güvence gelmesi, fiyat istikrarı, servis kolaylığı, müşteri memnuniyeti gibi nimetleri var. Kayıtdışılığın ortadan kalkması, vergi kaybının önlenmesi, işçi sağlığı, iş güvenliği gibi fayda getiriyor. Buna karşılık beraberinde getirdiğıi sorun var. 1 milyon 900 binin üzerinde küçük esnaf var. Bunlar şehir merkezlerinde açılıyor, trafik sıkışıklığı dahil olmak üzere getirdiği başka sıkıntılar var. Bütün dengeleri gözeterek dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak bu konunun belli bir yasal düzenlemeye kavuşturulması gerekmektedir.” diye konuştu.

ESNAFA YÖNELİK EYLEM PLANI HAZIRLANDI

Çiçek, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Esnaf ve Sanatkarlar Değişim Dönüşüm Destek ve Strateji Belgesi’nin Bakanlar Kurulu’nda sunumunun yapıldığını kaydetti. Çiçek, şunları söyledi:

“1 milyon 900 binin üzerinde kayıtlı esnaf vatandaşqımız var. Bu milletin omurgasını, özünü teşkil ediyor. Böylesine önemli bir kesimle ilgili stratejik yaklaşıma ihtiyaç var. Esnaf ve sanatkarımıza kredi ve finansman şartlarının iyileştirilmesi, vergi istihdam ve diğer yükümlülüklerin azaltılması, danışmanlık hizmeti verilmesi, alt yapı kümelenme ve ortaklık faaliyetlerin desteklenmesiş, hukuki düzenlemelerin yapılması ve AB fonlarından esnaf ve sanatkarın daha fazla faydalanmasını sağlamak için 21 eylem planı var. ”

AB KONUSUNDA KARARLILIK MESAJI

Bakan Çiçek, ayrıca, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve AB Genel Sekreteri’nin Bakanlar Kurulu’na kapsamlı bilgi sunduğunu söyledi. Çiçek, hükümet olarak baştan beri Türkiye’nin AB üyeliğini çok önemsediklerini ve bununla ilgili çok önemli yasal ve yapısal düzenlemeler gerçekleştirdiklerine işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:

“Tam üyeliğin hem Türkiye’nin hem de AB’nin yararına olacağına inanıyoruz. Bu konudaki kararlılığımızda en ufak bir değişiklik, şüphe tereddüt söz konusu değil. 2010’da da bu kararlılığımıza devam edeceğiz. 12 fasıl açılmıştır.”

Çiçek, bazı fasılların Kıbrıs ve Fransa’dan dolayı engellendiğini ifade etti. Çiçek, “Ne olursa olsun Türkiye, yapmakta olduğu işlerin Türkiye’nin yararına olduğuna inanıyor. AB istediği için Türkiye’nin yararına olduğu için bazı şeyleri yapıyor. Bunun bir hükümet direktifi olarak ilgili kurumlar tarafından da algılanması gerekmektedir. Sayın Bakanlara da Bakanlar Kurulu’nda talimat verilmiştir. Bu konudaki çabaları daha da hızlandıracağız. AB meselesi öncelikli gündem meselemiz arasında bulunmaktadır. ” şeklinde konuştu.

DEMOKRATİK AÇILIM

‘Demokratik açılım çerçevesinde Ocak ayı itibariyle pek çok yasanın TBMM gündemine gelceğini ifade etmiştiniz. Yasal takvim var mı?’ sorusuna ise Çiçek, şu cevabı verdi:

“Demokratik açılım meselesi Türkiye’nin son zamanda gündeme getirdiği bir konu değil. Türkiye belli bir süredin beri demokratik standartları yükseltme noktasında yasal düzenleme yapıyor. Zaman zaman uyum paketleri getirdik. Ayrıca münferit yasalarnda düzenlemeler yapıldı, kurumsallaşmalar yapıldı. Bu devam eden bir süreçtir. İlle bu ay, yarın öbürsü gün diye bir şey yok. Saten kısa, orta uzun vadede neleri yapabileaceğimiz TBMM’de gündeme geldi. Zaten bunların bir kısmı AB ile alakalı konulardır. AB müktesebatına paralal düzenlemelerdir. Kapanış kriteri, açılış kriteri olarak dile getirilen hususları da dikkate aldığımız zaman bunların hepsi aynı kapıya çıkıyor. Önümüzdeki günlerde belki bunlarla ilgili detaylı açıklama yapmak imkanımız olur.”

Bu yazı toplamda 1312, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

“Darbe Suçlamasını Reddediyorum”

Yazar mehmet | 05.01.2010 | Kategori Gündem

Haber: 'Darbe Suçlamasını Reddediyorum'Ergenekon Kapsamında İfade Veren Eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın Sorgu Tutanakları Basına Sızdı.Ergenekon soruşturması kapsamında ifade veren eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın sorgu tutanakları basına sızdı.

NTV, Ergenekon soruşturması kapsamında ifade veren eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın sorgu tutanaklarına ulaştı.

Fırtına’nın 10 saat süreyle darbe iddialarına ilişkin sorgulandığı ortaya çıktı. 5 Aralık’ta adliyeye gelen eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’ya darbe iddialarıyla ilgili 131 soru sorulduğu ve bu soruların büyük bölümünün, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek‘e ait olduğu öne sürülen günlüklerden hazırlandığı öğrenildi.

İfadelerinde zaman zaman sertleştiği belli olan Fırtına’nın, “Lanetliyorum, reddediyorum” gibi sözcükler kullandığı, Kıbrıs’la ilgili bir soruya ise savcıları “Devlet sırrı” konusunda uyardığı ortaya çıktı.

İbrahim Fırtına 35 sayfalık ifadesine darbe günlüklerinin gerçekleğinden duyduğu endişeyi dile getirdi.

Günlüğün eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, tarafından yalanlandığına belirten Fırtına, “Bir darbe suçlaması kapsamı içerisinde bana soru yöneltilmesini üzüntü ile karşılıyorum ve reddediyorum” dedi.

“Sarıkız”, “Ayışığı”, “Yakamoz” ve “Eldiven” isimli darbe planlarını emekli olduktan sonra basından duyduğunu anlatan Fırtına “Görev yaptığım dönem içerisinde Cumhuriyetçi Çalışma Grubu’ndan haberim yoktur. Emekli olduktan sonra Şener Eruygur ile bir iki kez sosyal ortamlarda bir araya geldim. Böyle bir çalışma yapmış olmasına ihtimal vermiyorum” ifadesini kullandı.

DENKTAŞ’A YAZILAN MEKTUP

Fırtına, Şener Eruygur‘un dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş‘a yazdığı ileri sürülen mektupla ilgisi olup olmadığını soran savcıya itiraz edip, bir de devlet sırrı uyarısında bulunduğu öğrenildi.

Fırtına, bu konuyla ilgili “Annan Planı’na karşı yavru vatanın sokağa dökülmesi, Türkiye’de tepki gösterilmesi iddialarına ilişkin olarak 2 noktada itirazım var. Birincisi doğru olmayan bu iddialar uluslararası boyutta tartışmaya yol açar. Bu husus iddianamede yer almasın ya da örtülü olarak kullanılsın. İkinci itirazım,bu iddia öncekilerde olduğu gibi ülkenin birlik ve dirliğine, yavru vatanda oluşabilecek çözümlere dinamit koyucu ve başkalarına istismar etme fırsatını veren yanlış bir kurgudur” cevabını verdi.

İbrahim Fırtına, “Ayışığı” darbe planında geçen 22 Eylül 2003’deki toplantıda, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök‘e hitaben “Ya sen çekil ya da biz çekileceğiz” şeklinde notun verilmediğini ifade etti.

Fırtına, konuyla ilgili şunları söyledi: “Notun tarihi Özden Örnek ve benim göreve başladığımız ilk aydır. Belki ilk kez bir toplantıda bir araya gelen kişilerin önceden planlayarak sarfedeceği sözler değildir. İlk ay zaten nezaket ziyaretleriyle iadei ziyartlerle geçen dönemdir. Bu işlere girişmek, kanunlara, nizamlara devlete aykırılıktır kabul etmiyorum. Ayrıca Genelkurmay Başkanı’nın mektup yoluyla istifaya davet edildiği yönünde kendisinden birşey duymadım.” Mektupta TSK‘nın protokol kurallarının ihlal edilmiş olduğuna da dikkat çeken Fırtına “Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan önce yazılmış. Böyle bir yanlışı Şener Eruygur‘un yapacağına ihtimal vermiyorum. Bu nedenle yazının Şener Paşa’ya ait olmadığını, bir kurgu olduğunu düşünüyorum” dedi.

SEZER’İN GÖREV SÜRESİ

Hilafetin ilgasıyla ilgili 3 Mart 2004’te toplantıda AKP’den milletvekili kopartılması, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer‘in görev süresinin uzatılması konuşuldu mu diye soruldu.

İbrahim Fırtına “O toplantıya katılmadım. Ben o toplantı sırasında görev gereği Ankara dışındaydım” cevabını verdi.

Fırtına, Cumhurbaşkanı Sezer’in görevini sürdürmesi için ne gibi görüşmelerde bulunduğu, Sezer ile görüşmeleri kim ya da kimler gerçekleştiriyordu sorusuna ise “Bu ifade Türkiye Cumhuriyeti’ni ve TSK‘nın, birliğini tahrip etmek amaçlı bir kötü niyet beyanıdır, lanetliyorum” diyerek yanıtladı.

KOÇ, DOĞAN VE AKÇAKOCA SORUSU

Savcıların İbrahim Fırtına’ya ayrıca işadamları Rahmi Koç, Aydın Doğan ve Engin Akçakoca’yı tanıyıp tanımadığını sorduğu öğrenildi.

Fırtına, bu soru üzerine Koç’u sanayici olması nedeniyle tanıdığı Doğan ve Akçakoca’yla ise tanışmadığını söyledi.

Bu yazı toplamda 1470, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share