cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


‘Geleceği Birlikte İnşa Edeceğiz’

Yazar mehmet | 31.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: 'Geleceği Birlikte İnşa Edeceğiz'Erdoğan, ‘Birlik, Beraberlik İçerisinde, Geleceğe Yürümenin Azmini, Kararlılığını Gösteriyoruz.’ Dedi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Birlik, beraberlik içerisinde, kardeşlik içerisinde geleceğe yürümenin azmini, kararlılığını gösteriyoruz. Bunda devam edeceğiz. Aynı vatan üzerinde, aynı bayrak altında, ortak bir kaderi paylaşarak, geleceği birlikte inşa edeceğiz” dedi.

Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan ”Ulusa Sesleniş” konuşmasında vatandaşlara seslendi. Yeni bir yıla girileceğini belirten Erdoğan, dünyada ve Türkiye’de önemli gelişmelerin ve büyük değişimlerin yaşandığı 2009 yılının geride bırakıldığını söyledi.

Ulusa Sesleniş konuşmasında, 2009 yılının genel bir muhasebesini yapmak ve özellikle küresel kriz sürecinde Türkiye’nin nasıl bir gidişat içinde olduğuna ilişkin vatandaşları bilgilendirmek istediğini kaydeden Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

-2010 yılını Türkiye’nin krizin etkilerinden tamamen arınacağı, büyüme enerjimizin yeniden artacağı, insanlarımızın yaşadığı sıkıntıların adım adım ortadan kalkacağı bir yıl olarak görüyoruz.”

-”Bugün Türkiye, borcun miktarı, oranları ve mahiyeti itibariyle tarihinin en iyi seviyesini yakalamış durumdadır.”

-”İddiaların aksine, 7 yıllık süreçte Türkiye’nin borçlarındaki artış, milli gelirindeki artışa kıyasla çok düşük bir seviyede kalmıştır.”

-”Kriz şartlarına rağmen dünyada kredi notu 2 kademe yükselen tek ülke Türkiye’dir. Sadece bu bile Türkiye’nin kriz yönetiminde ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor”

-”Ekonomimizi istikrar içinde, sürdürülebilir bir büyüme mantığı içinde daha iyi noktalara taşımak için gerçekçi bir çizgide hareket etmek zorundayız”

-”Bunlar (maaş artışları) yeterli mi? Tabiatıyla sizlerin gönlünüzden de bizim gönlümüzden de daha fazlası geçiyor. Ancak, Türkiye’nin geçen yedi yıl boyunca çok önemli bir toparlanma ve kalkınma mücadelesi verdiğini hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Ekonomimizi istikrar içinde, sürdürülebilir bir büyüme mantığı içinde daha iyi noktalara taşımak için gerçekçi bir çizgide hareket etmek zorundayız.”

-”Önümüzdeki dönemde, dünya ekonomisindeki toparlanmaya paralel olarak, ihracatın kademeli olarak tekrar yükselişe geçmesini kuvvetle muhtemel görüyoruz”

”Kriz şartlarına rağmen, Türkiye’nin kalkınmasını kesintiye uğratmadan sürdürmenin mücadelesini veriyoruz. Bu, topyekun bir değişimdir, her alanda, her sektörde Türkiye’ye yakışan gelişme seviyesini yakalamanın mücadelesidir.”

DIŞ POLİTİKADAKİ GELİŞMELER-

Ulusa Sesleniş konuşmasında dış politikadaki gelişmeleri de değerlendiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

”Bildiğiniz gibi 2009 yılı dış politika açısından ülkemiz için oldukça hareketli ve kazançlı bir yıl oldu. Gerek bölgemizde, gerek dünyada itibarımız ve etkinliğimiz her geçen gün artıyor, dünya meselelerinin çözümüne ilişkin yapıcı politikalarımız her geçen gün daha fazla takdir topluyor.

Avrupa Birliği ile ilişkilerimizde zaman zaman karşılaştığımız haksız tutumlara rağmen ilk günkü samimiyet ve kararlılığımızı daima koruduk. En son 12. Fasıl olarak çevre faslını da müzakerelere açarak AB üyeliği konusunda ne kadar kararlı olduğumuzu göstermiş olduk. Şimdi aynı kararlılığı ve ciddiyeti üye ülkelerden de bekliyoruz.

Türkiye’nin dış politikası tek boyutlu değildir. Biz yoğun bir diplomasi trafiği ile dünyanın her köşesine ulaşmaya, her ülkeyle ilişkilerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. 6-10 Aralık tarihleri arasında ABD ve Meksika ziyaretlerini içine alan çok yararlı bir seyahat gerçekleştirdik. Bizim bu ziyaretimizle iki ülke arasında öteden beri güçlü olan ilişkiler, ‘model ortaklık’ kavramı bağlamında yeni bir açılım ve derinlik kazandı.

Ziyaretimiz sırasında hem Sayın Başkan Obama ile yaptığımız görüşmelerde, hem de oradaki çeşitli sivil kuruluşların davetlisi olarak katıldığımız etkinliklerde Türkiye’nin dünya meseleleriyle ilgili görüş ve hassasiyetlerini ifade etme imkanı bulduk. Bu ziyaretin iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olacağına inanıyorum.”

-GAZZE DRAMININ 1. YILDÖNÜMÜ-

Son dönemdeki diplomatik temaslarından örnekler de veren Başbakan Erdoğan, Suriye’ye yaptığı ziyareti hatırlatarak, ”İki ülke arasında her geçen gün güçlenen bu dostane bağların, sık sık çatışmalarla sarsılan bölgemiz için de bir örnek teşkil etmesini gönülden diliyorum. Bu arada, Gazze’de yaşanan dramın 1. yıl dönümü vesilesiyle dünya kamuoyunu mazlumların sesine kulak vermeye bir kere daha davet ediyorum” dedi.

-“BİZİM UMUDUMUZ VAR…”-

Başbakan Erdoğan, konuşmasının son bölümünde yeni bir yıla girildiğini belirterek şöyle konuştu:

”Bu ay bildiğiniz gibi bir taraftan Muharrem ayı. Bir taraftan Aralık bitiyor Ocak’a giriyoruz. Hem bu ay içerisinde gerçekten farklı değerleri bir arada yaşama, yaşatmanın ispatını gerçekleştirdik.

Birlik, beraberlik içerisinde, kardeşlik içerisinde geleceğe yürümenin azmini, kararlılığını gösteriyoruz. Bunda devam edeceğiz. Aynı vatan üzerinde, aynı bayrak altında, ortak bir kaderi paylaşarak, geleceği birlikte inşa edeceğiz.

Bizim umudumuz var, bizim hayallerimiz var, bizim, ulaşmak noktasında kararlı olduğumuz çok yüksek hedeflerimiz var… Onun için, milli birlik ve kardeşlik dedik. Onun için, demokratik açılım süreci dedik. Yedi yılda bunun alt yapısını yaptık.

Türkiye’ye ilkleri yaşattık… Göreceksiniz çok daha fazlasını yaşayacak, Türkiye’yi çok daha ileri seviyelere hep birlikte taşıyacağız.

Yeni yılın ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Barış içinde, aydınlık gelecek temenni ediyorum.”

Bu yazı toplamda 1182, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Hizbullah’ta 16 Müebbet Çıktı

Yazar mehmet | 31.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: Hizbullah'ta 16 Müebbet Çıktı

Diyarbakır‘da 10 Yıldır Devam Edilen Hizbullah Ana Davasında Karar Çıktı.

Diyarbakır‘da 10 yıldır devam edilen Hizbullah ana davasında karar çıktı.

Kararda 16 kişi muebbet hapis cezası verilirken, 7 kişi ise “örgüt üyeliğinden” ceza aldı. 7 kişi, “cezaevinde kaldıkları süre dikkate alınarak” taThliye edildi. (CİHAN)

Yaklaşık 12 saat süren duruşmanın sonunda mahkeme heyeti kararını açıkladı.

Aralarında örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 16 sanık, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. İki sanık, delil yetersizliğinden beraat ederken, 13 sanık 1 ila 14 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

Bu arada 7 sanık tutukluluklarında geçirdikleri süre gözönünde bulundurularak tahliye edildi.

Eski DEP Milletvekili Mehmet Fincan’ın öldürdülmesi olayıyla ilgili yargılanan Cihan Yıldız ve Ejder Arpa’nın dosyaları ise davadan ayrıldı. Her iki sanığın yargılanmasına devam edilecek.

10 YIL ÖNCE!
Hizbullah ana davası, 10 Temmuz 2000’de 15 sanıklı olarak po zamanki Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde başlamıştı.

İstanbul Beykoz’da, 17 Ocak 2000 tarihinde düzenlenen ve elebaşı Hüseyin Velioğlu’nun öldüğü operasyonda sağ yakalanan örgütün üst düzey sorumluları Edip Gümüş ve Cemal Tutar’ın da aralarında bulunduğu 15 sanıklı ana davada, zaman içinde sanık sayısı artmıştı.

Ana dava iddianamesinde 156 cinayetten sorumlu tutulan 13 sanık için Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 146. maddesi gereği idam, diğer iki sanık için ise TCK’nın 168. maddesi uyarınca 15 yıla kadar hapis cezası istenmişti.

Bu yazı toplamda 1908, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

El Kaide İntikam Peşinde

Yazar mehmet | 30.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: El Kaide İntikam Peşinde

Chicago’ya Uçan ABD Uçağına Bombalı Saldırı Girişiminin Arkasından El Kaide Çıktı.Chicago’ya uçan ABD uçağına bombalı saldırı girişiminin arkasından El Kaide çıktı. ABD’nin Yemen’de düzenlediği son operasyonlara karşılık verildiğini açıkladı. ABD Başkanı Obama, işin peşini bırakmayacaklarını söyledi.

Arap Yarımadasındaki El Kaide, Amsterdam-Detroit seferini yapan yolcu uçağına saldırı girişiminin, ABD’nin, örgütün, Yemen’deki grubuna yaptığı saldırılara yanıt olduğunu bildirdi.

El Kaide’nin, Arap Yarımadasında faaliyet gösteren kolu adına bir internet sitesinde yayımlanan bildiride, örgüt yandaşlarına bölgedeki Batı büyükelçiliklerinde çalışanların öldürülmesi ve “haçlılara karşı topyekün savaş” açılması çağrısında bulunuldu.

Bildiride, örgütün saldırı girişiminde bulunan Nijeryalı Ömer Faruk Abdulmuttalib’e ileri teknik donanım sağladığı, ancak militanın teknik bir hata yüzünden patlayıcı infilak ettirmekte başarısız olduğu kaydedildi.

23 yaşındaki Abdulmuttalib’in örgüt üyeleriyle eşgüdüm içinde olduğu da belirtilen bildiride, Ömer Faruk Abdulmuttalib’in hüviyeti “Ömer Faruk El Nijiri (Nijeryalı)” olarak bildirildi.

Yemen güvenlik güçleri, ABD istihbaratının yardımıyla bu ay Yemen’deki El Kaide üyelerine iki kez hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıların ikincisi, başarısız uçak düşürme eyleminden bir gün önce yapılmıştı.

Arap Yarımadasındaki El Kaide, Suudi Arabistan ve Yemen’deki militanların ittifakından oluşuyor.

Obama: Peşlerini bırakmayacağız

ABD Başkanı Barack Obama, Amerikan yolcu uçağına saldırı girişiminin sorumlularını buluncaya kadar peşlerini bırakmayacaklarını söyledi.

Obama, “Saldırıya adı karışanları bulmadan ve bunların hesabı sorulmadan dinlenmek yok” dedi. Ülkesinin, geçen haftaki saldırı girişimi gibi terörizm eylemlerine sert yanıt vereceğini vurgulayan Obama, şunları söyledi:

“Masum insanları katledenler şunu bilmeli ki, ABD, sadece savunma kaynaklarımızı güçlendirmekten çok daha ötesini yapacak. Amerikan yönetimi, bu tatil sezonunda sizin ve ailelerinizin emniyeti ve güvenliği için, ülkemizin korunması için gücü dahilindeki her imkanı kullanacak. Afganistan’dan, Yemen’den, Somali’den, ABD’ye saldırı planladıkları yer neresi olursa olsun, buralardan bizi tehdit eden ve şiddet içeren aşırılıkları bozmak, parçalamak ve yenilgiye uğratmak için gücümüz dahilindeki her unsuru kullanmaya devam edeceğiz.”

Obama, ek tedbirler için talimat verdi

Obama, saldırı girişiminin, karşı karşıya oldukları tehlikeler ve ülkeyi tehdit edenlerin doğasıyla ilgili bir uyarı niteliğini taşıdığını ifade ederek, “Girişim eğer başarılı olsaydı, tatili aileleri ve arkadaşlarıyla kutlamaya hazırlanan masum siviller, yolcu ve mürettebattan 300 kadar kişi ölebilirdi” ifadesini kullandı.

Saldırı girişimine ilişkin bilgilendirildikten hemen sonra Amerikan halkının ve hava yolu ulaşımının güvenliğinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması talimatını verdiğini belirten Obama, ülkenin izleme sisteminin ve hava yolu güvenliğine yönelik düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesini istediğini bildirdi.

Zanlının, tehlikeli patlayıcıları uçağa nasıl sokabildiğinin ortaya çıkarılması ve gelecekteki saldırıları önlemek için ne gibi adımların atılabileceğini belirlemeleri gerektiğine işaret eden Obama, hava yolu ulaşımıyla ilgili izlenen tüm arama yöntemleri, teknolojiler ve prosedürlerin yeniden inceleneceğini söyledi.

Obama ayrıca, ulusal güvenlik ekibine, ABD’ye saldırı düzenlemeyi amaçlayan teröristlere yönelik baskının sürdürülmesi talimatı verdiğini kaydetti.

Nijeryalı bombacının Yemen ziyaretleri

Amsterdam-Detroit seferini yapan yolcu uçağına saldırı girişiminde bulunan Nijeryalı Ömer Faruk Abdulmuttalib’in ağustos-aralık ayları arasında Yemen’i ziyaret ettiği bildirildi.

Yemen Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Abdulmuttalib’in başkent Sana’daki bir okulda Arapça öğrenmek için onay almasının ardından ağustos’tan, aralık ayı başına kadar Yemen’de kaldığı belirtildi.

Açıklamada, Abdulmuttalib’in Yemen’de daha önce de bulunduğu kaydedildi.

Bakanlık, yetkililerin, Abdulmuttalib’in Yemen’deyken kimlerle temas ettiğini de araştırdığını bildirdi

Bu yazı toplamda 1503, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Bombacıya 6 Kez Müebbet

Yazar mehmet | 30.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: Bombacıya 6 Kez Müebbet

Kuşadası İlçesinde 2005 Yılında Bir Minibüse Bomba Konulmasıyla İlgili Görülen Davada Mahkeme Kararını Verdi.

Aydın’ın Kuşadası ilçesinde 2005 yılında bir minibüse bomba konulmasıyla ilgili görülen davada sanık Mehmet Sıraç Keskin’e 6 kez müebbet, 161 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası verildi.Aralarında yabancı turistlerin de bulunduğu 5 kişinin öldüğü, 13 kişinin yaralandığı olay Türkiye ve dünyada geniş yankı uyandırmıştı.

İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya; tutuklu yargılanan Mehmet Sıraç Keskin ile olayda hayatını kaybeden Deniz Tutum’un (21) annesi Sevim Tutum, babası Şahin Tutum, Eda Okyay’ın annesi Emel Okyay, babası Azmi Okyay ile avukatlar katıldı.

Yargılama sonunda mahkeme heyeti sanıklardan Mehmet Sıraç Keskin’e, “devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik” eylemi nedeniyle önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.

Sanığın hazırlık aşamasında suçu kabul etmesi nedeniyle verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında indirime giden mahkeme heyeti, sanığı müebbet hapis cezasıyla cezalandırdı.

Mahkeme heyeti, ayrıca sanığı 2’si yabancı uyruklu 5 kişinin ölümü nedeniyle 5 kez müebbet, olayda yaralanan 10 minibüs yolcusu nedeniyle her bir yolcu için ayrı ayrı 15 yıl olmak üzere 150 yıl hapis cezasıyla cezalandırdı.

Diğer 5 sanık ise delil yetersizliğinden berat etti.

Kararın okunmasının ardından Mehmet Sıraç Keskin, terör örgütü elebaşı lehine Kürtçe slogan attı.

Olayda çocuklarını kaybeden anne babalar ile dinleyici bölümünde oturan İngiliz vatandaşları ise gözyaşlarına boğuldu.

Bu yazı toplamda 2060, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

İşte Yeni Asgari Ücret

Yazar mehmet | 30.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: İşte Yeni Asgari Ücret

Asgari Ücret Tespit Komisyonu Birinci ve İkinci 6 Ay için Belirlenen Asgari Ücret Miktarlarını Açıkladı.Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2010 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek üzere toplanmıştı. Asgari Ücret tespit komisyonu birinci ve ikinci 6 ay için belirlenen asgari ücret miktarlarını şöyle açıkladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndaki toplantıya, Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın ve TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nafiz Konuk başkanlığındaki bakanlık ve işveren heyetleri katıldı.İşçileri temsil eden Türk-İş ise daha önce aldığı karar doğrultusunda toplantıya katılmıyordu.

Asgari ücret, 1 Ocak 2010’dan itibaren, 16 yaşından büyükler için brüt 729, net 577.01 lira, 16 yaşını doldurmamış işçiler için ise brüt 621, net 499.62 lira olarak belirlendi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, gelecek yıl geçerli olacak asgari ücreti tespit etti.

Buna göre, asgari ücret, 16 yaşından büyükler için 1 Ocak 2010’dan itibaren brüt 729, net 577.01 lira olarak belirlendi. 16 yaşından büyükler için belirlenen asgari ücretin işverene maliyeti 885.73 lira olacak.

Asgari ücret, 16 yaşını doldurmamış işçiler için ise brüt 621, net 499.62 lira olarak tespit edildi. 16 yaşını doldurmamış işçiler için belirlenen asgari ücretin işverene maliyeti ise 793.94 lira olacak

Bu yazı toplamda 1251, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Çapraz Sorguda Küfür Etti!

Yazar mehmet | 30.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: Çapraz Sorguda Küfür Etti!

Ergenekon Sanığı, Alparslan Arslan Hakkında Konuşunca, Arslan Oturduğu Yerden Küfür Etmeye Başladı.

  Ergenekon Sanığı, Alparslan Arslan Hakkında Konuşunca, Arslan Oturduğu Yerden Küfür Etmeye Başladı.
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Osman Yıldırım, hakkındaki soruları cevaplarken Alparslan Arslan hakkında konuşunca, Arslan oturduğu yerden küfür etmeye başladı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün‘ün talimatı ile sanık Alparslan Arslan, duruşma salonundan çıkarıldı.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon ana davasında tutuklu sanık Osman Yıldırım, sabah oturumunda Redd-i Hakim talebinde bulunan tutuklu sanık Doğu Perinçek‘in kendisine hakaret ettiğini söyledi. Yıldırım, “Ankara’daki yargıçların bana ‘Osman bey’ demediğini söyledi. Ancak Ankara’daki yargıçlar da bana ‘Osman bey’ diye hitap ederlerdi. Her söz aldığımda mahkeme heyetine saygılarımı sundukça, mahkeme başkanı Hasan Şatır ‘bilmukabil, bizden de saygılar’ derdi.” diye konuştu.

Kendisine sürekli Danıştay katili denildiğini belirten Yıldırım, “Danıştay katili olsam burada olmam. Danıştay katili kendileridir. Kendisine ‘başkanım’ diyen Alparslan Arslan‘dır. Alparslan’a Danıştay katili demiyorlar. Yüce mahkemenin bir üyesinin bana ‘bey’ dediğini söylüyor. Kendisi geçerken Alparslan’a ‘Afiyet olsun canım’ diyor. Yürüdükçe önüme setler konuyor. Tek başıma yürüdükçe yoruldum. Dost kazanamadım, binlerce düşman kazandım.” dedi.

Açıklamasının ardından sanık Osman Yıldırım‘ın çapraz sorgusuna devam edildi. Üye hakim Hasan Hüseyin Özese, sanık Alparslan Arslan‘ın kimlerle görüştüğünü sorarak, Osman Yıldırım‘a, “İsimlerini söyleyebilir misiniz?” diye sordu. Sanık Yıldırım, bu soruya, “Herkesle görüşürdü. Şimdi isimlerini sıralayamıyorum.” cevabını verdi.

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese tarafından kendisine gösterilerek, tanıyıp tanımadığı sorulan Yıldırım, Ankara’da basına yansıdığı kadarıyla Orhan Kadı olarak bildiğini söyledi. Yıldırım, “Ama İstanbul‘da beni migrosun önünden alan kişi bu değil.” deyince Mahkeme Başkanı Köksal Şengün de fotoğraftaki kişiyi tanıyıp tanımadığını sordu. Yıldırım’ın, “Yüzü yabancı gelmiyor.” cevabı üzerine Başkan Şengün, “Verdiğin bir çok cevapta tam olarak anımsamıyorum, gözüm bir yerden ısırıyor diyorsun.” dedi. Yıldırım da “Fotoğraftaki kişiyi hatırlayamadım. Hatırlasam şurada şu tarihte gördüm diye söylerdim.” diye konuştu.

Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba attıktan sonra kendisine 500 bin Dolar verileceği yönündeki iddiayı kast eden üye hakim Hasan Hüseyin Özese, “Parayı ne zaman vereceklerdi?” diye sordu. Yıldırım da “Alparslan Arslan, ‘İlgili kişiler oradadır. Zaten orada seni bekliyorlar. Alacağını alır gidersin. Senin sorularını orada cevaplandırılar.’ dedi.” cevabını verdi.

Mahkeme başkanı Köksal Şengün‘ün, “500 bin doların sana verileceğini söyledin. Neden Alparslan ile muhatap oluyorsun?” şeklindeki sorusuna da Yıldırım, kimse ile muhatap olmak istemediğini söyledi. Şengün’ün, “O adamlar seninle muhatap olmuş. Parayı sana getireceklerini söylüyor. Sen onlarla muhatap olmuyorsun.” sözleri üzerine Yıldırım, “Alparslan’ın getirmesini bekliyorum.” dedi. Bunun üzerine Başkan Şengün de “Sen Alparslan’la muhatap olmadın ki! Anlaşma yaptığın kişilerle niye muhatap olmuyorsun? Neden ‘Bombaları attım, Parayı verin.’ demiyorsun?” diye sordu. Yıldırım da parayı getirmesi için Alparslan Arslan‘a söylediğini anlattı.

Şengün’ün, neden Alparslan Arslan‘a söylediği yönündeki sorusuna Yıldırım, “Kendim gitmek zorunda mıyım? Gitmiyorum. Başkasını gönderiyorum.” şeklinde cevap verdi. Şengün’ün “Yani yöntem bu mudur?” şeklindeki sorusuna Yıldırım, yöntemin bu olduğunu belirterek, “Keşke kendim alsaydım. Daha önce başımdan geçenler de var.” dedi. Özese’nin parayı kimlerin getireceğini sorması üzerine Yıldırım, hatırlamadığını söyledi. Yıldırım, sanıklardan Muzaffer Tekin ile para konuşup konuşmadıklarına ilişkin birşey söylemek istemediğini söyledi. Yıldırım, Tekin’in, parayı nerede vereceğini söylemediğini ifade etti. Sanık Yıldırım, üye hakim Özese’nin, “Paranın tahsili konusunda herhangi bir yerden bir şey talep etmediniz mi?” şeklindeki sorusuna da ekonomik açıdan sıkıntı içinde olmadığını belirterek, cezaevinde de ekonomik sıkıntı içinde olsam kimseye belli etmem.” dedi.

Bostancı sahilinde Alparslan Arslan ile Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ve devletin geleceği ile ilgili konuştuklarını belirten Yıldırım’ın, “Buradaki duruma baktığımızda kendisinin devleti nasıl değiştirmek istediği netleşiyor.” demesi üzerine Başkan Şengün, nasıl netleştiğini sordu. Yıldırım ise Alparslan Arslan‘ın mahkemnede verdiği ifadesini ima ederek, “Değiştirmek istediği devlet değil. İktidar ve çevresi olabilir.” diye konuştu.

‘Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba atıldıktan sonra Alparslan Arslan kime gitti?’ Şeklindeki soruyu daha önce cevapladığını belirten Yıldırım, Arslan’ın gittiği kişinin bürosunu da bilmediğini, ayrıldıktan sonra ne tarafa gittiğini bilmediğini söyledi.

Sanık Yıldırım’ın çapraz sorgusu hakimlerin sorularıyla devam ederken, Danıştay davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan bağırmaya ve küfür etmeye başladı. Osman Yıldırım da “Avukat olmuşsun, gidip tetikçilik yapıyorsun. Senden başka tetikçilik yapan avukat var mı müptezel?. Okumuşsun, kendini kurtarmışsın, tetikçilik yapıyorsun.”dedi. Bağırmasına devam edince mahkeme başkanı Köksal Şengün, jandarmalara Alparslan Arslan‘ın dışarı çıkarılmasını istedi. Bu tartışmanın ardından Arslan, salondan çıkartıldı.

Ayrıca, Ergenekon davası tutuklu sanığı Veli Küçük, ‘Birleştirilen Ergenekon’ davasında adı geçen “İmdat” adlı gizli tanığın, kendisi hakkında anlattıklarının asılsız olduğunu söyledi. Gizli Tanık İmdat’ın kimliğini bildiğini, ancak açıklamasının suç olduğunu ifade eden Küçük, “Gizli tanık İmdat, Ali Kalkancı’nın tuvalete gitme saatlerini ve evindeki kaşıkların sayısını bile biliyor” diye konuştu.

Küçük, 5 Mart 2009’da emniyette alındığı görülen gizli tanık ifadesinin 6 Mart 2009 tarihli ve savcı Fikret Seçen imzalı örneğinin dosyada olduğunu söyledi. Seçen’in imzası bulunan metnin emniyette alınan ifade ile aynı olduğunu ileri süren Küçük, savcının görevi suistimal suçunu işlediğini iddia etti. Küçük, hakkında işlem yapılmasını istedi.

Bu yazı toplamda 2213, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

‘Asgari Ücret Yetersiz ve Tutarsız’

Yazar mehmet | 30.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: 'Asgari Ücret Yetersiz ve Tutarsız'

  Türk – İş, Asgari Ücretin ‘Güvenilir ve Bilimsel Veriler Yerine Hükümetin Keyfi Yaklaşımı ile Belirlendiğini’ Öne Sürdü.

Türk-İş Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, 2010 yılında geçerli olacak asgari ücretin ”güvenilir, objektif ve bilimsel veriler yerine hükümetin keyfi yaklaşımı ile belirlendiğini” öne sürülerek, ”Böylece tespit edildiği andan itibaren asgari ücret yetersiz, çelişkili ve tutarsız olmaktadır. insanca bir yaşama düzeyi sağlamaktan uzak, ‘açlık ücreti’ bile değildir” denildi.Türk-İş Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-hükümet kesimi temsilcilerinin 2010 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere bugün toplandığını anımsatılarak, toplantılara Türk-İş temsilcilerinin katılmadığı belirtildi.

”Asgari ücret, işçinin ekonomik ve sosyal durumunun iyileştirilmesi için önemli bir araç ve sosyal devlet olmanın gereği olan bir uygulamadır” denilen açıklamada şunlar kaydedildi:

”Bu uygulamanın bir amacı da çalışanların düşük ücretlere karşı korunması yanı sıra rekabetin emek sömürüsüne yol açmadan yapılmasıdır. Türk-İş, kuruluşundan beri savunduğu asgari ücretin kutsal ve sosyal ücret kavramına yaraşır, insanca yaşama düzeyini sağlayacak, gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltecek, işsizlik gerekçe yapılarak çalışanların sömürülmesine engel olacak düzeyde belirlenebilmesi için çaba göstermektedir. Ancak, siyasal iktidar, asgari ücreti belirlemekle görevli Komisyonun daha ilk toplantısında gerçek niyetini ortaya koymuştur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çağrısı üzerine toplanan komisyonun açılışına Sayın Bakanın katılması ve hükümetinin görüş ve yaklaşımını açıklaması beklenirken bu mümkün olmamış, milyonlarca çalışanı ve ailesi doğrudan ilgilendiren asgari ücretle ilgili işçi ve işverenin konuşma yapması da hükümet tarafından engellenmiştir.

Siyasal iktidar, demokratik gelenekleri ve sosyal diyalog yaklaşımını bir yana bırakarak, önceden belirlenen asgari ücreti dayatmak yolunu tercih etmiştir. Öyle ki, Anayasa’nın 55. maddesinde yer alan ‘asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları göz önünde bulundurulur’ açık hükmüne rağmen bu şart yerine getirilmemiş ve Türkiye İstatistik Kurumu’ndan çalışanların geçim koşullarını ortaya koyan çalışma talep edilmemiştir. Geçmiş yıllarda komisyonun işveren-hükümet oy çoğunluğunun devletin resmi makamlarına itibar etmek yerine çok daha düşük bir asgari ücret tutarını kabul ve ilan etmek yaklaşımı böylece yeni bir boyut kazanmıştır.

2010 yılında geçerli olacak asgari ücret güvenilir, objektif ve bilimsel veriler yerine hükümetin keyfi yaklaşımı ile belirlenmiştir. Üzülerek belirtmek gerekir ki işveren kesimi temsilcileri de bu sorumluluğa ortak olmuştur. Böylece tespit edildiği andan itibaren asgari ücret yetersiz, çelişkili ve tutarsız olmaktadır. İnsanca bir yaşama düzeyi sağlamaktan uzak, ‘açlık ücreti’ bile değildir. Çalışanların yoksulluğunu daha da yaygınlaştıracaktır

Bu yazı toplamda 1111, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

YÖK, ÖSS’ye Giriş Tarihini Belirledi

Yazar mehmet | 30.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: YÖK, ÖSS'ye Giriş Tarihini Belirledi

Yükseköğretim Genel Kurulu, Üniversiteye Giriş Başvuru ve Sınav Tarihlerini Açıkladı.YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında toplanan Yükseköğretim Genel Kurulu, üniversiteye giriş başvuru ve sınav tarilerini açıkladı.

Buna göre, YGS için başvuru tarihleri 18 Ocak-12 Şubat 2010, LYS için başvuru tarihleri 5-14 Mayıs 2010 olarak belirlendi. YGS 11 Nisan 2010’da, LYS ise 19-20 Haziran 2010 ve 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde yapılacak.

YGS ve LYS sınav tarihleri ve süreleri şöyle:

LYS 1 (Matematik) 19 Haziran 2010, saat 10.00, 120 dakika

LYS 5 (Yabancı Dil) 19 Haziran 2010, saat 14.30, 120 dakika

LYS 4 (Sosyal Bilimler) 20 Haziran 2010, saat 10.00, 135 dakika

LYS 3 (Edebiyat, Coğrafya) 26 Haziran 2010, saat 10.00, 120 dakika

LYS 2 (Fen Bilimleri) 27 Haziran 2010, saat 10.00, 135 dakika

-YENİ ÜNİVERSİTELER GELİYOR-

YÖK Genel Kurulu’nda Başarı Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı ile Tanrıverdi Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Vakfı’nın Samsun’da kurmak istediği Canik Başarı Üniversitesi, Sistem Eğitim ve Kültür Vakfı’nın İstanbul’da kurmak istediği Süleyman Şah Üniversitesi ve Türkiye Diyanet Vakfı”nın kurmak istediği İstanbul Ön Asya Üniversitesi’ne ilişkin sunumlar izlendi ve olumlu görüşle Milli Eğitim Bakanlığına bildirilmesine karar verildi.

-DEKAN ATAMALARI-

Genel Kurulda ayrıca 11 fakülteye dekan ataması yapıldı. Buna göre, üniversiteler ve atanan dekanlar şöyle:

Ankara İletişim Prof. Dr. Eser Köker

Veteriner Prof. Dr. Rıfkı Hazıroğlu

Bitlis Eren Fen-Edebiyat Prof. Dr. Metin Başarır

Gazi Eczacılık Prof. Dr. Turhan Baykal

Mühendislik Prof. Dr. Nail Ünsal

Giresun Tıp Prof. Dr. Orhan Yalçın

Hacettepe Diş Hekimliği Prof. Dr. Celal Tümer

Eczacılık Prof. Dr. Lütfiye Ömür Demirezer

Güzel Sanatlar Prof. Dr. Uğurcan Akyüz

Marmara İlahiyat Prof. Dr. Raşit Küçük

Uşak Eğitim Prof. Dr. Fatma Acun (ANKA)

Bu yazı toplamda 1207, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Suikast İddiasına Özal’lı Yanıt

Yazar mehmet | 30.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: Suikast İddiasına Özal'lı Yanıt

  Erdoğan, Bülent Arınç‘a Suikast İddialarının Olduğu Bir Dönemde İlginç Bir Hatırlatmada Bulundu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç‘a suikast iddialarının olduğu bir dönemde ilginç bir hatırlatmada bulundu. Erdoğan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal‘ın başbakanlığı döneminde suikaste uğramasının ardından kürsüde yaptığı konuşmayı hatırlatarak, onun gibi “Allah’ın verdiği ömrü ondan başka alacak yoktur. Biz de ona teslim olmuşuzdur.” dedi.

Erdoğan, Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği tarafından kendisine verilen barış ödülünü aldı. Erdoğan, “Böyle bir ödüle layık görülmekten büyük bir onur duydum. Hele bu ödülün Turgut Özal gibi milletin gönlünde, milletin hafızasında derin izler bırakmış büyük bir şahsiyet adına veriliyor olması, bu ödülü benim için çok daha anlamlı, çok daha değerli kılıyor.” dedi.

Ankara Bilkent Oteli’nde düzenlenen ödül törenine; Turgut Özal‘ın eşi Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal da iştirak etti. Kabinenin yarısının hazır bulunduğu programa Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Devlet Bakanları Selma Aliye Kavaf, Egemen Bağış, Mehmet Aydın, Hayati Yazıcı, Faruk Özak, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, eski Başbakanlardan Yıldırım Akbulut, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, çok sayıda milletvekili, eski bakan ve bürokratlar katıldı.

SUİKAST SONRASI SÖZÜ HATIRLATTI

Burada yaptığı konuşmada, Özal döneminden övgüyle sözeden Başbakan Erdoğan, Özal’ın, 1988’de Kartal Demirağ tarafından silahlı saldırıya uğraması sonrasında söylediği sözü hatırlattı.

“Merhum Özal’ın özellikle bir sözünü hatırlatmakta fayda görüyorum” diyen Erdoğan, şunları söyledi: “Kendisine suikast girişiminde bulunulduğunda kürsüden ayrılmadan, yaralı haliyle yeniden mikrofonun başına geçtiği andaki söz öyle zannediyorum ki bana ve bize göre çok önemli bir sözdür; ‘Allahın verdiği ömrü ondan başka alacak yoktur. Biz de ona teslim olmuşuzdur.” Mesele budur. Bunun dışında her şey lafı güzaftır.”

“KORKU ÜZERİNE MEDENİYET OLMAZ”

Erdoğan, korku üzerine medeniyet, gelecek, huzur ve güven inşa edilmeyeceğini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: “Korku üzerine demokrasi inşa edemezsiniz. Ülkeyi bir bütün olarak kucaklayamayanların, Türkiye’ye söyleyeceği bir sözü olamaz. Her meseleyi cerasetle konuşamayanların, özgürce tartışamayanların küçük hesaplarla ülkenin meselelerini çoğaltanların bu ülkeye de bu millete de verebilecekleri bir ufuk olamaz. 30-40 yıldır konuştuğumuz meseleleri daha ne kadar konuşacağız. Statükoyu daha ne kadar sürdüreceğiz. Bu sürecin böyle devam edip gidiyor olmasından memnun olan var mı? Biz de aynı rahmetli Turgut Özal gibi ‘millet egemenliğinin üzerinde hiçbir güç olamaz’ diyoruz. Milli egemenlik, milli irade bu ülkede hiçe sayılamaz, demokrasi asla tartışma konusu yapılamaz.”

Demokratik kazanımlardan geriye dönüşün asla sözkonusu olmayacağına işaret eden Erdoğan, “Millet egemenliği hiçbir şekilde vesayeti kabul edemez. Bu ülkeye artık çeteler, mafya, hukuk dışı örgütlenmeler istikamet çizemez, istikamet veremez. Terör bu ülkenin değişmez kaderi olamaz. Bütün kalbimle ve samimiyetimle söylüyorum. Bize bedeli her ne olursa olsun, kararlılıkla, cesaretle ifade ediyorum, ben kaybedeyim, partim kaybetsin, yeter ki bu ülke kaybetmesin.”diye konuştu.

Erdoğan, Türk siyasetinin ve dünya siyaseti paradigmalarının tamamen çöktüğü ve yeni bir dünyanın kurulduğu dönemde ezber bozan bir siyaset izlendiğini anlattı. Özal’ın, her şeyin merkezine insanı koyduğunu anlatan Erdoğan, Özal’ın iktadarı devraldığında Türkiye’nin siyah-beyaz bir dönemi yaşadığını, O’nun gerçekleştirdiği reformlarla ülkenin bir anda renklendiği ve çağı yakaladığını kaydetti. Türkiye’nin onun döneminde kabuğu kırarak çağı yakaladığını kaydeden Erdoğan, Özal’ın sağlığında çok eleştirildiğini ve hakarete varan yaklaşım tarzları gördüğünü, o insanların bu ülkede siyaset yaptıklarını vurguladı. Erdogan, “O gün o hakaretleri yapanlar bugün anılmaz duruma düşüyor.” dedi.

“HALKINA SONSUZ GÜVENİ VARDI”

Programın başında bir konuşma yapan Dernek Başkanı Galip Demirel, Turgut Özal‘ın özelliklerini anlatırken şunları söyledi: “Halkına sonsuz güveni vardı. Altındakilerle iki arkadaş gibi konuşurdu. Kin tutmaz. Affediciydi, gergin ortamları yumuşatmasını çok iyi bilirdi. Vefa duygusu çok iyi idi. Kimseye bağırdığını sinirliğini gören olmazdı. Sinirlendiğinde karşısındakinin elini eline alır, ‘iki gözüm’ diye söze başlardı. O zaman sinirlendiğini anlardık düşüncelere ve inanca saygılımdı çocukları çok severdi fikirlerinde kimseye özenmez milletlerarası ilişkilerde sözüne güvenilen danışılan liderdi ülkesini başa güreşmesi için büyük gayret sarf ederdi ileri teknolojinin ülkeye girmesine gayret ederdi İtidalliydi. Aşırılığı sevmezdi. Düşünce ve hamle adamıydı. Risk almayı severdi. Kelimenin tam anlamıyla kamil bir insan gerçek bir liderdi.”

ÖZAL’IN ÜÇ ÖNEMLİ ÖZDEYİŞİNİ HATIRLATTI

Galip Demirel, Özal’ın üç önemli özdeyişini de hatırlattı: “Esas prensibimiz düşünce, fikir ve ifade hürriyetine din ve vicdan hürriyetine, serbest teşebbüse sımsıkı sarılmaktır. İnsandan daha mübarek, ne bir mahluk, ne bir kurum, ne de bir doktrin vardır. Ben öbür dünyaya inanır ve bu dünyanın bir geçiş yeri olduğuna inanırım. Öbür dünyaya gittiğimizde bugün yaptıklarının hesabı sorulur ilim sahibinden, ilmini para sahibine paranı doğru yerde kullandın mı, bize de size hizmet etme imkanı verdik, bunu iyi değerlendirdin mi? diye sorulur.”

ÇANDAR: DEMOKRATİK AÇILIMI ÖZAL BAŞLATTI

Erdoğan’ın konuşmasından önce Gazeteci Cengiz Çandar ve Taha Akyol ile eski bakanlardan Vehbi Dinçerler birer konuşma yaptı. Cengiz Çandar, Özal’ın, “Kürt sorununun çözümü olmazsa olmaz” gördüğünü belirtirken, “Demokratik açılım aslında bir anlamda Turgut Özal tarafından zaten başlatılmıştı.” dedi.

Özal’ın, bir keresinde haritanın üzerine sağ elini koyarak avucunu Türkiye’nin üstüne gelecek şekilde elini ‘V’ şeklinde açtığını söyleyen Çandar, “Parmaklarının biri körfeze dokunuyordu diğer parmağının ucu Süveyş Kanalına uzuyordu. ‘İki noktayı kontrol edebilir noktaya gelirsek dünyanın önemli ülkesi oluruz, bunun için kafa yormalıyız.’ derdi. Buna tanık olduğumdan 18 yıl sonra Irak’la 48 anlaşma imzalanıyor. Suriye ile 50 anlaşma imzalanıyor. Bugün Turgut Özal‘ın 18 yıl önceki parmaklarını görüyor gibi oluyorum.” diye konuştu. Çandar, Özal’ın hayatının son zamanlarına doğru Bosna’yla ilgili mitingde Osmanlı’nın son Cumhurbaşkanı gibi konuştuğunu da ifade etti.

Gazeteci Taha Akyol ise Menderes-Özal çizgisiyle birlikte muhafazakar değerlerin Anadolu’nun kenarda kalmış kesimini devletin yönetimine soktuğuna işaret etti. Özal’ın demokrasiye verdiği öneme dikkat çeken Akyol şöyle dedi: “Özal bir gün hasta yatağında gözü yaşlı bir şekilde ‘korkuyorum bunların elinde verdiğim emekler boşa gidecek’ demişti. Büyük reformatör rahmetli ağabeyim Turgut Özal, ekonomi ve demokrasi alanında Türkiye’nin kat ettiği mesafeyi gördükçe eminim gözyaşı dökmüyordur.”

Eski bakanlardan Vehbi Dinçerler de “Hazımsızlara karşın Kocetepe Camii’nde ilk Cuma namazına gitti.” ifadesini kullandı. Ödül töreni esnasında kürsüye gelen Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise Özal’ı ‘bir elinde bilgisayar bir elinde Kur’an-ı Kerim’le gösteren karikatürü hatırlattı.

ÖDÜLLER KİME VERİLDİ?

Turgut Özal Dünya Barışına Katkı Ödülü: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

Turgut Özal Özel Ödülü: Türkçe Olimpiyatları Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Sağlam

Bilim ve Teknolojiye Katkı Ödülü: Prof. Dr. İhsan Doğramacı (Rahatsızlığından dolayı oğlu Ali Doğramacı’ya verildi.)

Ekonomi Ödülü: TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu

Bu yazı toplamda 4534, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Arama Sona Erdi: 8 Asker Serbest

Yazar mehmet | 30.12.2009 | Kategori Gündem

Haber: Arama Sona Erdi: 8 Asker Serbest

Seferberlik Bölge Başkanlığı‘nda Yapılan 4. Arama Sona Erdi. Gözaltında Bulunan 8 Asker Serbest Bırakıldı.11’inci Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Kadir Kayan, dün 4’üncü kez Özel Kuvvetler Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı‘na gelerek kozmik odada incelemeyi sürdürdü. Yaklaşık 13 saat süren bu arama Genelkurmay internet sitesinden duyuruldu. 4 gündür gözaltında bulunan 8 asker dün adliyeye çıkarıldı. Askerlerden 5’i savcılıkça, 2 albay ile binbaşı tutuklama talebiyle sevkedildikleri mahkemece serbest bırakıldılar.

ÖZEL Kuvvetler Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı‘ndaki aramalara önceki gece ara veren hâkim, dün 4’üncü kez karargâha giderek kozmik odadaki belgeleri incelemeyi sürdürdü. Yeni arama, Genelkurmay Başkanlığı‘nın internet sitesinden duyuruldu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç‘ın izlendiği iddialarının ardından Seferberlik Bölge Başkanlığı‘nda dün 11.00 sıralarında yeni bir arama başlatıldı. 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Kadir Kayan’ın 4’üncü araması saat 23.40’da sona erdi. Aramaya ilişkin Genelkurmay Başkanlığı‘nın yaptığı duyuru özetle şöyle:

Belgeleri hâkim inceliyor

Yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında, 26 Aralık 2009 günü içeriği devlet sırrı niteliğindeki belgeleri kapsayan bölümde başlatılan arama faaliyeti, Ceza Muhakemesi Kanunu‘nun 125’inci maddesi uyarınca ilgili Hâkim tarafından bizzat yapılmaktadır. Tek hâkim tarafından yapılmakta olan bu inceleme sürecinde, doğal olarak dinlenme ve idari işler için aralar verilmekte, bu nedenle inceleme süresi uzamaktadır. Tamamen yasal çerçeve kapsamında yürütülmekte olan bu incelemenin bir müddet daha devam edebileceği anlaşılmaktadır.

8 asker serbest

Aramanın başladığı saatlerde, Merkez Komutanlığı’nda gözaltında tutulan, aralarında Seferberlik Bölge Başkanı Albay Yusuf Akal’ın da bulunduğu 8 asker gizlilik içinde Ankara Adliyesine getirildi. 4 günlük gözaltı süreleri sona eren 1 er, 2 astsubay, 5 subay için alışılmışın dışında bir yöntem uygulandı. Şüpheliler, hükümlüler için kullanılan ve sadece cezaevi araçlarının girebildiği nezarethane kapısından içeri alındı. Askerler için adli tıp uygulaması yapılmadı. Ancak farklı askeri hastanelerde sağlık kontrolünden geçirildiler. Öğlen sorgulamanın başlamasıyla birlikte nezarethanede tutulan şüpheliler sırayla, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin odasına çıkarıldılar. 9 saat süren sorgulamadan sonra saat 23.00 sıralarında 5 asker serbest bırakıldı. Albay Yusuf Akal, Albay E.Y.B. ve Binbaşı İ.G. ise tutuklanmaları talebiyle sevkedildikleri nöbetçi Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki sorgularının ardından saat 01.00 sıralarında serbest bırakıldılar.

MİT: Soruşturmada yokuz

Bu arada, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), “Şoför Serkan T.’nin babasıyla yaptığı telefon konuşmasının MİT tarafından dinlendiği” haberlerini yalanladı. MİT‘in açıklamasında, “Seferberlik Bölge Başkanlığı‘nda arama yapılmasına ilişkin sürecin hiçbir evresinde MİT‘in yer almadığı, herhangi bir dinleme kararının istihsalinin de sözkonusu olmadığı” vurgulandı.

Çok sıkı önlem

ANKARA Adliyesine getirilen askerlerin sorgulamaları büyük bir gizlilik içerisinde sürdürüldü. Güvenlik görevlileri gazetecilerin görüntü almalarını engellemek için büyük çaba sarfettiler. Şüphelilerin getirilişi sırasında adliyenin etrafından askerler, geniş güvenlik önlemi alarak barikat oluşturdular. Savcılık ise her gün adliye koridorlarında görevlerini sürdüren basın mensuplarının adliye sarayına girişini yasakladı. Bu yasaklara ve askerlerin oluşturduğu barikata rağmen Hürriyet muhabiri Nurettin Kurt, şüphelilerden birini sorgu odasında görüntüledi. Bülent Arınç‘ın evinin önünde yakalanan Albay Erkan Y.B., avukatı ile birlikte savcıya ifade verirken görülüyor.

Bu yazı toplamda 1170, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share