cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


İzmir Suikastı Davası

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

Giritli Motorcu Şevki’nin 15 Haziran 1926 günü İzmir Valiliğine yaptığı bir ihbarla ortaya çıkarılan Mustafa Kemal’e suikast olayının yeni kurulan cumhuriyette bir iktidar savaşı olduğu bellidir. İktidarı elinde bulunduran kadro kendisine rakip olarak gördüğü bir diğer kadroyu tasfiye etmek için bu olayı kullanmıştır. Dolayısıyla bu tuhaf davanın sanıkları durumuna sokulan ünlü şahsiyetlerin, milli mücadelenin önde gelen paşalarının başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir!
devamı »

Bu yazı toplamda 1789, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Yeni kronoloji Fomenko’nun

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

RUSYA’da, tarih kavr¤¤¤¤¤ yeni yaklaşımlar getiren bir grup bilimadamı, Mısır piramitlerinin Türkler tarafından yaptırıldığını ileri sürüyor.
Moscow News dergisinin son sayısında yer alan habere göre, bu akımın öncülüğünü yapan Anatoli Fomenko, aslında tarihçi değil, matematikçi. Dergi, Fomenko’nun ortaya tezlerin pek çok tarihçi tarafından ciddiye alınmadığını, ancak bu bilimadamının, kitapları ABD’den Avusturalya’ya kadar pek çok okulda okutulan dünyaca ünlü bir matematikçi olmasının, görüşlerinin en azından tartışılmaya değer bulunduğunu belirtiyor. devamı »

Bu yazı toplamda 1294, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Kanuni Sultan Süleyman (1495 – 1566)

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon’da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun’dur. Hafsa Hatun Osmanlı ya da Çerkezdir. Kanûnî Sultan Süleyman yuvarlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, uzun boylu ve seyrek sakallıydı. Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin doruk noktasına ulaştığı bir devir olmuştur. Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı. Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun’dan (Yavuz Sultan Selim’in annesi) aldı. Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul’a, dedesi Sultan İkinci Bayezid’in yanına gönderildi. Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi’den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu. 15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim’in yanında kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar’a oradan da Bolu, kısa bir süre sonra da Kefe sancakbeyliğine tayin edildi (1509). devamı »

Bu yazı toplamda 1165, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Eski çağlarda Türkiye Ve çevresi

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

A. Eskiçağlarda Türkiye
Türkiye tarihin ilk dönemlerinden itibaren yerleşime tercih edilen bir ülke olmuştur. Bunun nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
İklim koşullarının iyi olması
Verimli otlak ve topraklara sahip olması
Asya ile Avrupa arasında bir köprü görevi görmesi ( Ulaşım ve Ticaret yolları üzerinde bulunması)
Yer altı ve yer üstü kaynaklarının zengin olması
Anadolu doğu ile batı dünyalarının ilişkileri açısından önemli bir konuma ve katkıya sahip olmuştur.
devamı »

Bu yazı toplamda 1568, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Mezopotamya Medeniyetleri

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

AKADLAR SİYASİ TARİHİ
Akadlar, Sami Soyundan gelir.
Başkent Akad olmak üzere, M.Ö. 2350 yılında Kral Sargon önderliğinde krallıklarını kurdular.
Kısa sürede tüm Mezopotamya’ya hakim olduktan sonra Sümer Medeniyeti’nin yayılmasını sağladılar.
Kral Sargon önderliğinde tarihteki ilk büyük imparatorluğu kurdular.
Akad Krallığı, M.Ö. 2150 tarihinde Uruk Krallığı tarafından yıkıldı.

AKADLAR KÜLTÜR VE UYGARLIK
Akadlar, Sümer Uygarlığı’nı devam ettirerek büyükbir imparatorluk kurdular.
Tarihte ilk kez daimi ordu kuranlar Akadlar olmuştur.
devamı »

Bu yazı toplamda 2445, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Fransiz İhtİlalİ Ve Sanayİ İnkİlabi

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

Fransız İhtilali
Fransız İhtilali, meydana getirdiği gelişmelerle Avrupa’nın sosyal ve siyasal yapısını değiştirmiş, sonuçları itibariyle bütün dünyayı etkilemiştir.
İhtilâlin Nedenleri
Fransız İhtilâli’nin başlamasında;
• Fransa’nın XVI. yüzyıldan beri kendisini “Tanrıdan başka kimseye hesap vermek zorunda görmeyen” krallar tarafından baskıyla yönetilmesi
• Fransa’da halkın birbirine eşit olmayan sınıflara ayrılması ve bazı sınıflara geniş ayrıcalıkların verilmesi
• XVIII. yüzyılda Fransa’da yetişen aydınların yazılarıyla ve konuşmalarıyla eşitliği, adaleti ve özgürlüğü savunarak halkı bilinçlendirmeleri
• Fransızların İngiltere ve Amerika’daki insan hakları ve demokratikleşme hareketlerinden etkilenmeleri devamı »

Bu yazı toplamda 1041, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

Bütün yönleri ile Çanakkale Savaşı

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

Çanakkale Savası ve Birinci Dünya Savası’ndaki diger Türk Cepheleri hakkında yazılanların bir çogu savas tarihi niteligindedir. Cephe yasamının savas dısında kalan diger etkinlikleri, rütbesiz bir askerin savasa bakıs açısı ve onu yorumlayısı üzerine kaynaklar çok azdır. Buna karsın Çanakkale Gazilerinin mektup, anı ve kitapları az sayılamayacak kadardır. Uzlasmacı devletlerin yayımladıgı asker mektuplarına bakıldıgında ise Türk askerlerinin mektupları arasında sayıca fazlasıyla fark vardır.
Asker mektupları karsılıklı iki cephede savasan iki askerin savasa bakıs açılarını da günümüze tasır. Türkler için kutsal bir güç söz konusu iken müttefik kuvvetlerinin sömürgelerinden toplanan askerler için manevi huzur söz konusu degildi. Ancak her iki tarafın da sorguladıgı tek ortak nokta savasın acımasızlıgı ve kötü bir karsılasma oldugudur. Insanlıklarını savas süresince
hiç unutmadılar ancak çok uzaklastırıldılar. devamı »

Bu yazı toplamda 894, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Teşkilat-ı Mahsusa

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

Elli devletin temelinde TEŞKİLAT’IN HARCI VAR
Osmanlı İmparatorluğu’nun son on yılına imza atan örgüt, Teşkilat-ı Mahsusa’dır. Enver Paşa’nın emriyle İttihat ve Terakki’nin seçkin eylemcileri tarafından kurulan örgüt, Meşrutiyet’in ilanında önemli bir rol oynamakla kalmadı, İtalyanlar tarafından işgal edilen Libya’da, daha sonra Balkanlarda, Birinci Dünya Savaşı’nda ve Kuva-yı Milliye’de önemli rol oynadı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son on yılına imza atan örgütlerden biri Teşkilat-ı Mahsusa’dır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin en seçkin fedai ve eylemcileri tarafından kurulan gizli örgüt, Meşrutiyet’in ilanında önemli bir rol oynamakla kalmadı, aynı zamanda İtalyanlar tarafından işgal edilen Libya’da, Balkanlarda ve Birinci Dünya Savaşı’nda inanılmaz bir direniş ve kahramanlık örneği sergiledi. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yer altı faaliyetlerinde pişmiş olan eylemcilerden teşkil edilen “Özel Teşkilat” 1913’deki Babıali Baskını’nda da önemli rol oynadı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin iktidar olmasıyla resmileşen ve uluslar arası nitelik de kazanan Teşkilat-ı Mahsusa, Hind kıtasından Afrika’ya, Orta Doğu’dan Balkanlara, Arap Yarımadası’ndan Orta Asya’ya uzanan İslam dünyasını Osmanlı etrafında birleştirmeyi amaçlıyordu. Teşkilat-ı Mahsusa’cılara göre Teşkilat, tanıdık bildik bir gizli servis, bir ajanlar topluluğu değildi. Onlar bir dava etrafında biraraya gelen, güçlerini ve yeteneklerini bu çerçevede birleştiren idealist-lerdi. Onların tek gayesi imparatorluğu ayakta tutmaktı. Hangi etnik kökene ve dine mensup olursa olsun, imparatorluk sınırları içinde herkese yer vardı. Sömürge altında yaşayan Müslüman halklar kendi istiklallerini kazanmalı ve kardeş ülkelerle dayanışma içinde olmalıydı. devamı »

Bu yazı toplamda 1109, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Baltacılar (Zülüflü Baltacılar)

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

Osmanlı devlet teşkilatında, sarayların muhafız kıt’alarına verilen isim. “Teberdaran” ismi de verilen bu teşkilata devşirmelerden seçilen kimseler alınırdı. Osmanlı Devletinin klasik döneminde baltacılar, Zülüflü Baltacılar (Topkapı Sarayındaki Baltacılara mahsus isim), Eski Saray, Galata Sarayı İbrahimpaşa Sarayı ve Edirne Sarayı olmak üzere beş ocak halinde teşkilatlanmışlardı.
Sultan İkinci Murad zamanında kurulan bu teşkilata acemi oğlanların güçlü, kuvvetli ve iri cüsseli olanları alınırdı. Önceleri nakliye ve istihkam sınıfı olarak vazife görmüşler, Fatih Sultan Mehmed devrinde ise saray muhafazasına alınmışlardır.
devamı »

Bu yazı toplamda 1305, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Enderun

Yazar jawscod2 | 14.03.2008 | Kategori Eğitim

Osmanlı sarayında, devlet işlerini görecek olanların sistemli tarzda mükemmel bir tahsile tâbi tutuldukları ve terbiyenin öğretildiği müessese. Sarayın iç kısmı mânâsına gelmekte olup, “Enderûn-ı Hümâyûn” şeklinde de kullanılırdı. İstanbul’un alınmasından sonra Fâtih, Topkapı Sarayını yaptırdı. Dört tarafı surlarla çevrili bu saray; değirmenleri, fırınları, bostanları, silah depoları, koğuşları ve mescitleriyle âdetâ bir kasaba idi. Mutfaklarında günde yirmi bin kişiye yemek dağıtılıyordu. Fâtih, Osmanlı Devletinin teşkilâtını temelleştirirken, Enderûn’u da sağlam esâslara oturttu. Meşhur Kânûnnâmesin’de Enderûn için bâzı maddeler koydu. Enderun, Fâtih’in büyütmesiyle de kalmadı. Osmanlı hudutları büyüdükçe buna paralel olarak saray teşkilâtı da genişletildi. Sarayın enderun halkını, devşirme denilen bâzı Hıristiyan tebaa çocukları veya harplerde esir alınıp yetiştirilen gençler meydana getirmekteydi. Bunlar devşirme kânununa göre sekiz ilâ on sekiz yaşları arasında toplanıp önce Edirne Sarayı, Galata Sarayı, İbrâhim Paşa Sarayı gibi saraylarda tahsil ettirilip, Türk-İslâm âdet ve geleneklerine göre yetiştirilirdi.
Bu saraylarda eğitim gören içoğlanlarından başarılı olanları, belli aralıklarla çıkma denilen usûl ile ihtiyaca göre Enderûn Mektebine alınır, diğerleri ise Kapıkulu Süvârî Bölüklerine gönderilirdi.
devamı »

Bu yazı toplamda 8203, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share