cnc, istanbul, torna, işleme merkezi


Dünyaya açılıyor

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu’nun Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanmasını bekleyen YURTKUR, öğrenci sayısının bini geçtiği ülkelerde öğrenci yurtları açmayı hedefliyor.

YURTKUR Genel Müdürü Hasan Albayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanunun yasalaşması halinde yurt dışında üniversite eğitimi alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kredi ve burs verilmesinin mümkün olacağını vurgulayarak, öğrenci sayısının bini geçtiği yerlerde de öğrenci yurtları açmayı planladıklarını bildirdi.

351 Sayılı Kanun’da YURTKUR için ”Yurt içindeki Türkiye Cumhuriyeti öğrencilerine burs, kredi ve yurt sağlar” ifadesinin yer aldığını belirten Albayrak, şöyle dedi:

”Yurt dışına sık sık gidiyoruz. Mesela Kıbrıs’ta bu sene üniversiteye giden 28 bin öğrencimiz var. Kazakistan’da var, Türk Cumhuriyeti’nde yoğunlaştığını söyleyen Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Hesabını bilmediğimiz, kendi imkanlarıyla gidenler de var ayrıca. O öğrencilerimiz için çalışmalarımıza bir buçuk sene önce başladık. Kanuna hoşgörüyle bakılıyor. Bu, Türkiye dışına giden çocukların mağduriyetlerini gideriyorsunuz, devletin sosyal devlet anlayışını ve vatandaşına ulaşmasını sağlıyorsunuz demektir.

devamı »

Bu yazı toplamda 1064, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Gezici Okul Aracı yola çıkıyor

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.
İl Özel İdaresi’nin TR 07H2.01–02 Hayat Boyu Öğrenme Hibe Programı’na yazdığı, ‘Eğitime Bir Destek Geleceğe Bin Işık Projesi’nin sözleşmesinin imzalanmasının ardında hazırlanan ‘Gezici Eğitim Aracı’ yola çıktı. devamı »

Bu yazı toplamda 4964, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

KPSS’de bu soruda herkes kopya çekti

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.
Metal eşya ve paraların alınmadığı yerlerde, sınavda bazı öğrenciler, kağıt paraya bakarak bir soruyu doğru yanıtladı. Genel yetenek soruları arasında bulunan ‘Dünya genelinde başarılar elde eden Merkez Bankası’nın başkanı kimdir?’ sorusunda öğrenciler, ceplerinden çıkarttıkları kağıt paraya bakarak doğru cevap verdiler. devamı »

Bu yazı toplamda 1102, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

Atatürk ve Müzik

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.

ATATÜRK VE MÜZİK

ATATÜRK ve TÜRK HALK MÜZİĞİ

Ulu önder Atatürk’ün müzik konusundaki görüşlerini ve çalışmalarını bütünüyle değerlendirmek gerekir.

Atatürk müzik eğitimi görmemişti. Ancak ger çeşit müziği seviyor Klasik Türk Müziği makamlarını biliyor, bazı şarkı ve türküleri başarıyla söyleyebiliyordu. Falih Rıfkı Atay O’nun türkü ve şarkı söyleyişini Çankaya adlı eserinde şöyle anlatmaktadır: “Mustafa Kemal yalnız Rumeli Türkülerini mat sesi ile güzel ve tatlı söylemekle kalmaz, klasik alaturka müziği makamlarını da bilirdi.”. Özellikle Rumeli Türkülerini söylerken derin ve onulmaz bir gurbet ve sıla acısı gözlerinde yaşardı. O vatanı unutmaz kaybettiğimiz Rumeli ve Makedonya topraklarının kır kokularını alır gibi, su ve çıngırak seslerini duyar gibi bakışları uzaklaşa uzaklaşa sislenir bizim içinde olmadığımız hatıralar içine karışır giderdi. Ses sanatçısı Muallâ Gökçay ‘ da hâtıralarında Atatürk ‘ün müzik zevkini şu cümlelerle belirmektedir: “Ata umumiyetle Türk müziğini severdi. Ama Rumeli türkülerini herşeye tercih ederdi. Rumeli Türkülerini bize bizzat kendisi meşketmişti. Arada bir : – Konuşur gibi tana tane okuyun, diye ihtar ederdi. En sert hocalardan daha titizdi. Müzikten çok anlar,en ufak bir falso ve hatayı hemen yakalardı.” Bir araştırmaya göre Atatürk’ ün en çok sevdiği ve söylediği türküler şunlardır: Atabarı
2Atladım bahçene girdim (Rumeli Türküsü), Alişimin kaşları kare (R.T.) Ayağına giymiş sadef nalini (R.T.), Bülbülüm altın kafeste (Trakya türküsü),Dağlar dağlar (R.T.), Gide gide yarenlerim darıldı, köşküm var deryaya karşı (R.T.),Maya dağdan kalkan kazlar(R.T.), Manastır,Pencere açıldı Bilâl oğlan,( Bu Rumeli Türküsünü Radyo repertuvarına bizzat Atatürk kazandırmıştır.) Şahana gözler (R.T.), Yemenimin uçları (R.T.), Zeynep. devamı »

Bu yazı toplamda 9289, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Sürrealizm -Gerçeküstücülük- nedir?

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.

SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)

Sürrealizm (Gerçeküstücülük), iki dünya savaşı arasındaki yılların kültür çevresi içinde, çağdaş duyarlılığı derinlemesine etkileyen bir düşünce akımı olarak ortaya çıkmış ve yirminci yüzyılın ilk yarısında; etkisiyle, uluslararası yaygınlığı ile, başkaldırma tutumuyla, sayısız nitelikleriyle ve en atılgan öncü araştırmalara dayanan yapıtlarıyla dikkat çeken bir akım olmuştur.

Gerçeküstücülük temelde, 1910’ların ortalarında usçuluğu yadsıyarak karşı-sanat anlayışı doğrultusunda çalışan ilk dadacıların yapıtlarından kaynaklanır. Sürrealistler, geçmişte Avrupa sanatını ve siyasal yaşamını yönlendiren usçuluğun, I. Dünya Savaşı gibi bir felaketle doruğa ulaşan bir yıkıma yol açtığına inanıyor ve bu tür usçuluğa karşı tavır alıyorlardı. Gerçeküstücü terimini ilk kez şair Apollinaire 1917’de bir oyununu tanımlamak için kullanmıştı. 1924’te Manifeste du Surrealisme’i (Gerçeküstücülük Bildirgesi) hazırlayan akımın sözcüsü şair ve eleştirmen Andre Breton’a göre gerçeküstücülük bilinç ile bilinçdışını bütünleştiren bir yoldu ve bu bütünleşme içinde düşsel dünyayla gerçek yaşam “mutlak gerçek” yada “gerçeküstü” anlamda içiçe geçiyordu. Sigmund Freud’un kuramlarından esinlenen Breton için bilinçdışı, düş gücünün temel kaynağı, “deha” ise bu bilinçdışı dünyasına girebilme yeteneğiydi. devamı »

Bu yazı toplamda 5715, bugün ise 2 kez görüntülenmiş

Share

Animasyon, Animasyon Hazırlama

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.

ANİMASYON

ANİMASYON HAZIRLAMA

Plastik sanatlarda el ve beyin ilişkisi ancak yaparak gelişiyor ama özellikle canlandırma ortamında biraz daha fazla bilenden bir şeyler öğrenmek sanki daha hızlandıracakmış gibi gelir. Başlarken çok işe yarıyor ama devamında zararı bile var. Dikkat edilmeli.
Başlarken Öncelikle kağıt kalemi alın ve bilgisayardan uzak bir yerde aşağıdakileri uygulamaya başlayın Çünkü yazılımlarda çok tool ve plugin var. İyi tarafı kullanıcının yaratıcılığına göre öne çıkıyor. Kötü tarafı ise hangisi ne işe yarıyor derken asıl işinizi yani animasyonu atlıyorsunuz.. devamı »

Bu yazı toplamda 5161, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share

Balkonun sanat içerisindeki yeri

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.

G İ R İ Ş

İlk bakışta Balkon sanatsal bir obje gibi algılanmamaktadır. Halbuki Ressamları etkileyen ve resimlerinde mekan olarak kullandıkları Balkon, yüzyıl öncesinden sanatın bir alanı olan mimaride karşımıza çıkmaktadır.
Bu anlamda Balkonu, biz tarihin verdiği bilgilere dayanarak öncelikle Yunan Sanatında görmekteyiz. Şehirleşmenin ve anıtsal binaların inşa edildiği bu sanatta; Balkon yönetici ve soyluların halk üzerindeki yönetme baskısını ortaya koyan ve üstünlüklerini sergileyebildikleri bir unsur olmuştur.
M.Ö. 400’lü yıllara tekamül eden tarihlere dayanan, Knossos sarayında rastladığımız Balkon, Kore ve Kros heykelleri ile süslenen, üç tarafı açık küçük sütunlarla çevrili dar üslubunda bir görünüm arz eder. Knossos sarayının ayakta kalan ender bölümlerinden olan Balkon; Kralın ve etrafının merasim esnasında orduları selamladığı ve bazı etkinlikleri seyrettiği bir mekan olarak önümüze çıkar.
Yine Yunan Sanatının bir başka önemli mimarisi olan tapınakların girişleri, sütunlarla çevrili Balkon edasındadır. Panthenon ve Olimpia tapınaklarının iç kısmında yine soylulara hitap eden localar birer balkondur. Balkon bu tarihten sonra süre gelen her sanatta etkili olmuştur.
Romalıların heybetli inşalarında artık balkonun vazgeçilmez bir unsur olduğu ve yönetimden ziyade soyluların kendileri için yaptırdıkları binalarda da kullanıldığı görülür. Bundan ziyade Rönesans ve Barok sanatında gökyüzüne açılışın sembolü olan ve insanların çevreyi gözetlemeleri, dinlenmeleri ve de törenlerin vazgeçilmez unsuru olmuştur.
devamı »

Bu yazı toplamda 6302, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Gelirin Yeniden Dağıtılmasının Tanımlanması

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.

GELİRİN YENİDEN DAĞILIMININ TANIMLANMASI

Gelir dağılımı, iktisadi bir kavram olarak milli gelirin yeniden dağılımı anlamında kullanılır. Yani, dağılımı incelenecek gelir milli gelirdir. Milli gelirin kimler, neler veya nereler arasında dağılımını ele alacağımızı da ortaya koymak lazımdır. Bu bakımdan, iktisaden önem taşıyan çeşitli gelir dağılımı kavramlarını açıklamak ve bu kavramlardan hangisinin tetkik edileceğinin bilmek gerekir. Şöyle ki: devamı »

Bu yazı toplamda 4146, bugün ise 4 kez görüntülenmiş

Share

Oligopol Piyasası

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.

OLİGOPOL

Oligopol, homojen veya farklılaştırılmış bir malı satan, birbirlerine etki edebilecek kadar az sayıda satıcının sonsuz sayıda alıcı ile karşı karşıya geldiği piyasadır.
(Satıcılar az sayıda olmasından kasıt, ikiden fazla ancak birbirlerinin kararlarından etkilenebilecek kadar az sayıda olmalarıdır. devamı »

Bu yazı toplamda 5710, bugün ise 0 kez görüntülenmiş

Share

Paranın Makro Ekonomideki Rolü

Yazar admin | 30.11.2010 | Kategori Eğitim, Ekonomi

destegi Güncel Haber Merkezi, MSN Desteği ve diğer genel bilgiler.

PARANIN MAKRO EKONOMİDEKİ ROLÜ

1-PARA TALEBİ, PARA ARZI VE FAİZ HADDİ (KEYNESYEN FAİZ TEORİSİ)

Klasik ve neoklasik ekonomistlerce öne sürülen faiz teorisinde, faiz haddi, tasarruf arzı ve yatırım talebinin karşılaştığı sermaye piyasasında oluşmaktadır. Paranın faiz üzerinde etkisi olabileceğini göz önüne almayan klasik ekonomistlerin bu görüşlerine “reel faiz teorisi” denilmektedir.
Keynes, faiz açıklamasında parayı analize sokarak, ekonomideki faiz haddinin para arz ve talebine bağlı olduğunu savunmaktadır. Faiz, tasarruf etmenin değil likiditeden (elde para tutmadan) vazgeçmenin bedelidir. Keynes’e göre faiz, kişilerin paralarını ellerinde tutmaktan vazgeçmeleri karşılığında onlara ödenen bedeldir. Faiz haddi ise, ekonomideki para arz ve talebine bağlıdır. devamı »

Bu yazı toplamda 5310, bugün ise 1 kez görüntülenmiş

Share